Kırgınım Sana

Kırgınlıklarım asırlık ihanetlerin toplaştığı topacın ucunda,her sabah sivrilen bir iğne gibi batıyor gözkapaklarıma...

Sen değil miydin?
İhanetlerin acısını geceleri boğarak gırtlağımdan zorla çıkartan...Acılı inleyişlerime şahit kıldığın gözbebeklerini üstümde geziderek yaralarıma şifa bulan...

Sen değil miydin?
Asırlık mirasları küfe sardığım çeyiz bohçamı delik deşen eden nefesinle ensemi okşayan ve nefessiz kalana dek küfleri üfleyişinle ortalığa dağıtan...

Sen değil miydin?
Küçük bir kız çocuğunun ,hiç olmamış bez bebeğini yırtık eteklerinden dikişler tututrarak albenisi bol bir paketle kapıma koyan...İçine düş ve umutları sıkıştıran...

Sen değil miydin?
Her gece kırk derece ateşte alev alev yanan yüreğime ,fizanın çöllerinden su diye kum çeken gönüllü bedevi...

Sen değil miydin?
Mutsuzluk kapıma kilit vurup gittiğinde ,pencerelerden elini kolunu uzatan...Beklenmedik bir anımda mutluluk gibi uzaktan"cee" yapan....

Sen değil miydin?
Tüm yitiklerimin ve yitirilmişlerimin yerini dev bir sevgi ordusuyla dolduracağına dair gökkubeye and içerek selamlar çakan...

Sen değil miydin?
Bir damla göz yaşıma ,felekleri devrinden eden öfkeni yollayacak olan...Ve tek bir damlası dahi yere düşmesin diye avuçlarını yanaklarımda unutan...

Sen değilmişsin can!
O sen değilmişsin anladım ...
Bu sabah pencereme bıraktığın sivriltilmiş ihanet okundan...Yüreğe havale diyerek not düştüğün, bir buket dikenli serzenişlerinden...anladım...
O sen değilmişsin!

Beni yüreğimden vururken,içinde henüz can bulmuş körpe sevdamıda öldürdün sen bilesin...Üstelik canından bir parçaydı o ,yürekte aşk için devinen....
Canının bir parçası yüreğimde can verdi az önce...

Başın sağolsun dost!...