Küçük Deniz Kızı

Zamanın birinde okyanusların dibinde bir şato varmış. Burada kral büyük anne ve altı kız beraber yaşarmış. Bu kızlardan en küçüğü hepsinden güzelmiş. Büyük anneleri arada sırada masallar anlatır yeryüzünde ve insanlardan bahsedermiş.

Kızlara yeryüzünü göstereceğine dair söz vermiş. Kızlar on beş yaşına geldiklerinde yeryüzünü görüp geri gelmişler.

Kızların beşi geri dönmeyi ve eski yerinde yaşamayı kabullenirken en küçük kız ise dünyalı bir prense aşık olmuş ve bir an önce onun yanına gitmek istiyormuş.

Büyük anneleri haberi duyunca deniz büyücüsüne gidip çözüm aramış. Deniz büyücüsü denizkızına bacak verecek ama karşılığında kız sesini kaybedecekti. Denizkızı zor da olsa prensi için bu şartı kabul etmiş ve hemen prensin yanına varmıştı. Prens bunun konuşamıyor olduğunu fark edince kardeşi gibi davranmaya başlamış.

Denizkızı bu duruma çok üzülmüş. Kısa bir süre sonra prens başka biriyle evlenmeye karar vermiş. Durumdan haberdar olan büyük anne büyücüye gidip yardım istemiş.

Büyücü özel bir hançer yaparak, demiş “Eğer hançeri prensin kalbine saplarsa kurtulur, yapamazsa ölür.” Hançeri alan denizkızı prensin uyuduğu bir akşam kalbine saplamak istemiş.

Ancak o sırada uyanan prens tebessüm ederek bana bir şey mi söyleyecektin demiş. Denizkızı bunu yapamayacağını anlayınca daha fazla dayanamayarak oradan ayrılır.

Kısa bir zaman gezindikten sonra vücudunun değiştiğini görür. Fazla zaman geçmeden denizkızı hayata veda eder.