Bülbül meşe dalına konmuş, şakır dururmuş. Atmaca duymuş sesini:
— Aman ne güzel, demiş. Açlıktan karnım zil çalıyor; şu bülbülü yiyeyim de açlığımı dindireyim.
Sektirmeden çullanmış bülbüle, kıskıvrak yakalamış.
Bülbül:
— Bırak beni atmaca kardeş, demiş.
Benden ne olur sana? Bir lokmacık bir kuşum ben. Etim ne budum ne? Dişinin kovuğuna bile gitmem. Beni bırak da sen daha büyük kuşlara git, onları avla, karnını doyur.
Atmaca, bıyık altından gülmüş:
— Beni kandıramazsın, demiş. Ben tutacağımı tutmuşum. Şimdi seni bırakayım da bilmediğim, görmediğim başka avın derdine mi düşeyim? Yağma yok bülbül!
Çoğu düşünüp azla yetinmeyenler, bir gün azı da bulamazlar. Üstelik ellerindekini kaçırırlar. Bunu böyle bilmeli, akıldan hiç çıkarmamalı.