Hâtem Asam’a nasıl namaz kıldığı sorulunca şöyle anlatmıştır:
“Namaz vakti yaklaşınca güzelce abdestimi alır, namaz kılacağım yere gider, orada oturur, aklımı başıma alır, sonra namaz için ayağa kalkarım.” Kabe’yi iki kaşımın arasına, Sırat’ı ayaklarımın altına, cenneti sağıma, cehennemi soluma alır, Azrâil’i tepemde kabul eder ve kılacağım namazı son namazım olarak kabul eder, korku ve ümid ile Alemlerin Rabbi’nin huzurunda dururum.

Düşünerek tekbir alır, ağır ağır ve mânâsını düşünerek Kur’ân okurum. Tevâzü’ ile rükû’ eder, huşu’ ile secdeye kapanırım. Sağ ayağımı diker, sol ayağımı yatırır ve üzerine otururum. Namazımı ihlâs ve samimiyetle kılmaya çalışırım.

Sonunda da kabul olup olmadığını bilemediğim için, kabul edilmemek korkusu ile âdetâ yanar tutuşurum.”