Makaleler | Yardım | Ajanda | Ara | Bugünkü Mesajlar | Forumu Okundu Kabul Et |
|
Ne-Nedir-Ne Değildir? En çok merak edilen konular, güncel bilgilerin harmanlandığı bölüm. |
Cevapla |
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
03 Ağustos 2018 | #1 |
Yarbay
|
Orta Amerika'daki Panama Kanalı bölgesi denen bölümün ortasında, Büyük Okyanus'la Atlas Okyanusunu birleştiren bir su geçididir. Bu bölge, Panama Cumhuriyeti tarafından Amerika Birleşik Devletleri'ne bırakılmıştır. Gatun gölü de dahil, bölgenin uzunluğu 250, genişliği 70 km., yüzölçümü: 1.435 km.2'yi bulur. Bu bölgenin ortasında A.B.D.'ne ait Panama kanalı geçer. Kanal 1915'te işletmeye açılmıştır. Uzunluğu 81.300 metredir. Genişliği en dar yerinde 91, en geniş yerinde 300 metredir. Derinliği ise 12,5-14 metre arasında değişir.
Bu kanal sayesinde iki okyanus arasındaki deniz yolculuğu 3-4 bin mil kısalmıştır. Panama'da bir kanal açmayı önce 1879'da Fransızlar tasarlamışlar, Süveyş Kanalını açan Ferdinand De Lesseps ilk çalışmaları yönetmiştir. Fakat teşebbüs iflasla sonuçlanmış, 1894'te Amerika da ortaklar arasına katılmıştır. Daha sonra Fransa kanaldaki bütün haklarını A.B.D.'ne satmıştır. Amerikalılar kanalı açmaya 1904'te başlamışlar, 1914'te de tamamlamışlardır. Panama Kanalı, Süveyş gibi düz olmayıp, kademeli olarak inşa edilmiştir. Bu arada Gatun gölünden de yararlanılmıştır. Panama Kanalı, Süveyş Kanalı gibi olmayıp, orta kısımda deniz seviyesinden yüksek Gotun Gölü vardır. Bu göl sun’i olup, Gotun Barajı yapımında meydana gelmiştir. Bu gölün su yüzeyi iki okyanustan da yüksektir. Okyanustan gelen gemi, kademeli olarak havuzlar vasıtasıyla göl seviyesine kadar yükseltilir. Yolun büyük bir kısmı bu gölde olup, sonra tekrar havuzlar yardımıyla kademeli olarak diğer okyanusun seviyesine indirilir. Kanaldan yılda ortalama 15-20 bin civarında gemi geçmektedir. Dünyanın en büyük gemileri rahatlıkla bu kanaldan geçebilmektedir. Halbuki Süveyş Kanalından büyük gemiler geçemezler. Uçak gemileri dahil, ABD donanması Büyük ve Atlas Okyanusuna bu kanaldan rahat geçtiğinden stratejik önemi artmaktadır. ABD tarafından tamamlanan inşaatın ardından Panama Kanalı resmi olarak 1914 yılında açılmıştır. Toplam uzunluğu 77 kilometre olan Panama Kanalı’nın yapımında birçok insan uzun süre boyunca çalışmış bir o kadar işçi de inşaat sırasında meydana gelen kazalar sonucunda yaşamını yitirmiştir. Başta sıtma ve sarı humma olmak üzere Panama Kanalı inşaatı esnasında birçok salgın hastalık yayılmış ve bölgede çalışan nüfusun derinden etkilenmesine neden olmuştur. Atlas Okyanusu ile Büyük Okyanus’u birbirine bağlayan bir kanal olması nedeniyle stratejik değeri çok büyük olan Panama Kanalı, özellikle ABD deniz trafiği için adeta bir vazgeçilmezdir. Panama Kanalı’nın ABD denizciliğine sağladığı faydadan bahsetmek gerekirse; New York’tan San Francisco’ya varmak üzere hareket eden bir gemi Panama Kanalı’nı kullanmadan yaklaşık olarak 22 bin kilometre yol kat ederken, kanalın kullanımı ile bu mesafe 9 bin 500 kilometreye kadar düşmektedir. Panama Kanalı yapımından önce “Horn Burnu” etrafından dolaşmak zorunda kalan gemiler hem bölgenin zorlu coğrafi özelliklerine karşı koymak hem de uzun yol masraflarını ödemek zorunda kalmıştır. Panama Kanalı boyunca seyahat etmek günümüzde yaklaşık olarak 9 saat süren apayrı bir serüvendir. Maliyeti açısından değerlendirildiğinde dünyanın en pahalı kanalı olan Panama Kanalı, ayrıca yapım süreci boyunca yaşamını yitiren insanlar düşünüldüğünde de son derece yüksek maliyetli bir proje olmuştur. Mühendislerin “Sıvıların Mekaniği” kanunlarından yararlanarak tasarladığı Panama Kanalı’nda, gemiler deniz seviyesinde 28 metre yükseğe taşınmaktadır. Yük dolu gemiler Panama Kanalı girişinde devasa su havuzları içine alınır ve bu havuzların su doldurulması ile gemiler kanal yüksekliğine ulaşır. Aynı işlem geminin Panama Kanalı’nı terk edişi esnasında tekrarlanır ve böylece gemi deniz seviyesine inerek yolculuğuna devam eder. Panama Kanalı projesinden bahsedildiği dönemde Süveyş Kanalı’nı açmayı başaran ünlü isim Ferdinand de Lesseps’in de kapısı çalınmıştır. Ancak Lesseps kanal bölgesini keşfetmek üzere 8 kişilik grubu ile yola çıkmış ve ancak 5 kişi olarak geri dönebilmiştir. Yapımında birçok zorluğun ve imkansızlığın aşıldığı bir çalışma olan Panama Kanalı, yalnızca inşaatıyla dahi insanlık tarihinin en kapsamlı ve maliyetli projelerinden biri haline gelmiştir. Kanalın çalışma prensibi Okyanus ötesi sefer yapan büyük gemiler, içi su ile doldurulan üç havuzda (lok’ta) aşamalı olarak deniz seviyesinden otuz metre yükseltilerek dağların arasındaki bir göle çıkartılmaktadır. Bu küçük gölde bir müddet kendi makina güçleriyle ilerleyen gemiler, çıkışta yapılan işlemin tersi uygulanarak, su seviyesi kademeli olarak düşürülen üç ayrı havuzdan daha geçerek diğer okyanusa varabilmektedir. Herbiri diğerinden on metre daha yüksek su tutma özelliğine sahip olan bu havuzların genişlikleri 32 metre, uzunlukları ise 294 metredir. Basit olarak izah edilmek istenirse: Geminin ilk havuza alınmasının ardından kapaklar kapatılarak, deniz seviyesinden otuz metre yukarıda bulunan Gatun gölünden buraya su basılmaktadır. Kısa bir zaman sonra suyla birlikte on metre yükselen gemi, birinci ve ikinci havuzdaki su seviyesi eşit olduğu anda, kapakların açılmasıyla çekici vasıtalar tarafından ikinci havuza çekilmektedir. Aynı su yükseltme işleminin burada da tatbik edilmesiyle üçüncü havuza geçilmekte ve sistematik olarak yapılan son operasyon sonucunda, gemi dağların üzerindeki göle çıkabilmektedir. Karşıdan gelen konvoyun geçişini müteakip gölde harekete geçen gemiler, çıkıştaki işlemin tersi bir uygulama sonucunda üç loktan daha geçerek diğer okyanusa ulaşmaktadır. Uzunluğu yaklaşık 80 kilometre olan Panama kanalının Atlantik ayağındaki Kristobal’de altı, Pasifik ayağındaki Balboa’da da yine altı olmak üzere toplam oniki havuzu bulunmaktadır. Fakat insanoğlunun 86 yıl evvel bütün imkanlarını kullanarak yapmış olduğu bu akıl almaz projenin bir tek güvencesi vardır ki o da yağmurdur. Kılavuzluk yapan bir Amerikalı kaptanın deyimiyle “Yağmur olmazsa, Panama kanalı da olmaz.” sözü, gerçeği öylesine açık olarak izah etmektedir ki, günde onbinlerce tonluk kapasitelere sahip pekçok geminin geçtiği on iki havuza su veren küçük göle bugünkü teknolojiyle dahi denizden su yetiştirmek neredeyse imkansızdır. Tarihi ABD ve Panama, ilk defa 1903 yılında Hay-Bunay-Varilla Antlaşmasıyla bölgenin kurulmasına karar verdiler. Bu antlaşmaya göre, ABD, Kanal Bölgesinin 8 kilometrelik bir alanını “daimi” kontrolüne alıyordu. Buna karşılık Panama’nın bağımsızlığını garanti altına alacaktı. Ayrıca Panama’ya 10 milyon dolar ödeyecek ve 250 milyonluk bir tahsisat ayıracaktı. 1936’da Hull-Alfaro ve 1955’te Chapin-Fabrega Antlaşmalarıyla bu tahsisat arttırıldı. 1962 yılında kanal üzerine Thatcher Ferry Köprüsü yapıldı. 1964 yılında bölgede ayaklanmalar başgösterdi. 1971 ve 1974 antlaşmalarıyla yeni düzenlemeler getirildi. Son olarak imzalanan 1977 tarihli antlaşmaya göre Kanal Bölgesinden, ABD tedricen çekilmeye başlamış ve 1999 yılında bölge Panama Cumhuriyetine teslim edilmiştir. Panama Kanalını açmak için ilk ciddi öneri, Paris'te 1879'da toplanan uluslararası bir kongrede gündeme geldi. Süveyş Kanah'nın başarılı yapımcısı Fransız mühendis Ferdinand de Lesseps, bir şirket kurarak Kolombiya Cumhuriyeti'nden Panama Kıstağı'nda kanal açma hakkı aldı. Ama, 1881'de başlayan bu ilk girişim sağlık koşulları ve kanal için toplanan paranın yanlış kullanımı sonucu başarısızlığa uğradı. 22 binden fazla işçi Sarıhumma ve sıtmadan öldü. Çalışmalar 1889'da durduruldu.1898'deki İspanya-Amerika Savaşı sırasında ABD, donanmasının Atlas Okyanusu ile Büyük Okyanus arasında ikiye bölünmesinden rahatsız oldu ve 1902'de Fransa'nın kanal haklarını satın aldı. O dönemde Panama Kıstağı Kolombiya toprakları içinde yer alıyordu. Kanalın açılması konusunda Kolombiya'nın isteksiz davranması üzerine, ABD Başkanı Theodore Roosevelt, Panama halkına Kolombiya'dan ayrılma ve kendi devletlerini kurma çağrısında bulundu. Yeni Panama Cumhuriyeti ABD'ye kıstakta kanal açma hakkının yanı sıra, kanal bölgesini işletme ve denetleme ayrıcalığı tanıdı. John Stevens ve George Goethals yönetimindeki kanal yapımı yedi yıl sürdü. Aynı anda 65 bin kişinin çalıştığı kanaldan 153 milyon metreküp toprak ve kaya temizlendi. Ağustos 1914'te kanal gemilere açıldı ve denizyoluyla New York-San Francisco arasını 13.000 km kısalttı. Kanalın her iki yakasında sekizer kilometre genişliğinde bir alanı "Kanal Bölgesi" olarak ilan eden ABD bu bölgeyi denetimine aldı. Karşılık olarak da Panama'ya yıllık kira ödemeye başladı. 1979'da kanalın çevresindeki topraklar Panama'ya geri verildiyse de işletilmesinde ABD'nin söz hakkı sürdü. İki devlet arasındaki antlaşmaya göre Panama Kanalı' nın denetimi 2000 yılında tümüyle Panama' ya verilecektir. Günümüzde bazı büyük gemiler kanaldan geçememektedir. Ayrıca kanaldan geçebilecek gemi sayısı yılda 15 bin ile sınırlıdır. Bu gibi nedenlerle, başka bir kanal daha açılmasına ilişkin yeni tasarılar gündemdedir.Panama Kanalı, Orta Amerika'nın en güney ülkesi Panama topraklarında yer alır ve Atlas Okyanusu ile Büyük Okyanus'unu birbirine bağlayan su yoludur. Kanalın yapımı,tarihin en büyük ve en zor mühendislik projelerinden bir olmuştur. Gemicilik üzerindeki etkileri ise, Güney Amerika kıtasının en güney ucu olan Horn Burnu'ndan dolaşma külfetini ortadan kaldırmış olması nedeniyle çok önemlidir. Panama'da bir kanal inşa etme fikri 1500'lü yıllara kadar giderse de, ilk ciddi çalışmalar, Fransızların öncülüğünde 1880'de başlamış fakat bir sonuç vermemiştir. İnşaat ABD tarafından tamamlanmış ve kanal 1914'te hizmete açılmıştır. 77 kilometre uzunluğundaki kanalın yapımı sırasında, sıtma ve sarı humma gibi hastalıklardan büyük toprak kaymalarına kadar her türlü güçlükle karşılaşılmış ve yaklaşık 27.500 kanal çalışanı bu süreçte can vermiştir.Bu kanal güney amerika ve kuzey amerika'yı birbirinden ayırır. Bugün New York'tan San Francisco'ya giden bir geminin, Panama kanalını kullanarak 9.500 km yol yapması, Horn Burnu'nun dolaşılmasını zorunlu kılan eski günlerdeki 22.500 km yola oranla büyük bir kolaylıktır. Açılışından 2002 yılına dek, yaklaşık 800.000 geminin geçtiği tahmin edilen Panama Kanalı'ndan her yıl 14.000'den fazla gemi geçmekte olup taşınan yük miktarı 203 milyon tonu bulmaktadır. Kanal boyunca yolculuk yaklaşık 9 saat sürmektedir. Fiziki yapı Panama Kanalı bölgesi kanalın her iki kenarından 8 km içeriye girmiş durumuyla, yaklaşık olarak 16 km. genişliğindedir. Kanal Bölgesinin, Panama Kanalı ve geçiti boyunca devam eden uzunluğu ise 64 km civarındadır. Bölgenin yüzölçümü yaklaşık 1432 km 2 dir. Bölgede tropikal iklim hüküm sürer. Ocak ayından mayıs ayına kadar kurak ve mayıs ayından aralık ayına kadar yağışlı geçer. Yıllık yağış ortalaması Atlantik Kıyılarında 3308 mm ve Pasifik kıyılarında 1730 mm’dir. Ortalama hava sıcaklığı 23 ila 32°C arasında değişir. Nüfus ve Sosyal Hayat Yaklaşık olarak 55.000 nüfuslu bir bölgedir. bunun üçte ikisi Amerikalıdır. Nüfusun 45.000’ine yakın bir bölümü sivil, geri kalanı ise ABD ordusunda, Kanal Bölgesi Hükümetinde veya Panama Kanal Şirketinde çalışır. Kanal Bölgesinin başlıca kasabaları Cristobal, Balboa ve Ancon’dur. Siyasi hayat Kanal Bölgesi Hükümeti, ABD’ye ait, Panama Kanal Şirketiyle yakından alakalı olan bir idaredir. 1951’de kurulan bu şirket, Panama Kanalını ve Panama Demiryolunu işletir. Kanal Bölgesi bir vali tarafından yönetilir. Bu vali ABD Başkanı tarafından tayin edilir. Vali, aynı zamanda Panama Kanal Şirketinin de otomatik olarak başkanı olur. Vali, bölgedeki eğitim ve öğretim, polis, itfaiye, posta hizmeti ve halk sağlığı konularında başlıca sorumludur. Bu hususlardan dolayı ABD kanunlarına tabi tutulur ve ordu sekreterliği vasıtasıyla, ABD başkanına bağlıdır. |
Alıntı ile Cevapla |
Cevapla |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Süveyş Kanalı Krizi | Arthur | Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi | 0 | 28 Ocak 2018 15:40 |