Musa(as) dedi ki:

– Ey Rabbim! Ben Tevrat sahifelerinde bir ümmete işaret edildiğini görüyorum. Bunlar şefaatçi olup şefaatleri makbul görülüyor. Bunları benim ümmetim eyle! Allah-u Zülcelal buyurdu ki:

– Onlar, Muhammed ümmetidir. Musa aleyhisselam tekrar etti:

– Ey Rabbim! Onlardan bir iyilik niyet edene bir sevap yazılıyor o iyiliği yapana on misli sevap yazılıyor. Hatta yedi yüz katına ve daha fazlasına kadar artırılıyor. Bunları benim ümmetimden eyle.

Allah (CC):

– Onlar, Muhammed ümmetidir. Musa aleyhisselam dedi ki:

– Ey Rabbim! Son ümmet oldukları halde, kıyamet günü önde olacaklar. Bunları benim ümmetim eyle! Allah-u Zülcelal buyurdu ki:

– Onlar, Muhammed ümmetidir.

Bundan sonra Musa aleyhisselam, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellemin ümmetinden olmayı temenni etti. Fakat Allah-u Zülcelal ona vahyederek şöyle buyurdu:

– Ey Musa, ben elçiliğim ile ve konuşmamla seni insanların başına seçtim. Sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol! [A’raf: 144)

(İşte, biz böyle bir Peygamberin ümmetiyiz. Ona layık olabilmek için çok çaba sarf etmemiz gerekmektedir.)