
Hizbullah Terör Örgütü
Hizbullah, 1973 yılında Tahran'da tutuklu bulunduğu cezaevinde ölen Ayetullah Mahmud Gaffari tarafından temeli atılan dini bir hareket olarak doğmuştur. 1978-1979 yıllarında Humeyni'nin ıran'da iktidara gelmesiyle sonuçlanan ıran ıslam Devrimi esnasında oynadığı rol ile şöhrete kavuşan Hüccet'ül-ıslam, Hadi Gaffari isimli şahsın lider olduğu dönemde ıran'da Humeyni düşmanlarına karşı önemli bir güç haline gelmiştir. Devrimde aktif bir güç halini alan bu kitle, 1982 yılına gelindiğinde Humeyni'nin, devrimden önce faaliyet gösteren 25 kadar örgütü, Hizbullah Çatısı altında birleştirme amacıyla yapmış olduğu çağrıya uyan örgütlerle birlikte, ıran Devrim Muhafızlarından gönüllü bir birliğin Bekaa Vadisi'ne yerleştirilmesi neticesinde teşkilatlanmış ve bir örgüt haline gelmiştir. ıran yönetiminden açık ve tam destek alan bu örgüt, dünya üzerindeki devletleri, Dar'ül ıslam (ıslami kanunlarla idare edilen) ve Dar'ül Harp (ıslami kanunlarla idare edilmeyen) olmak üzere ikiye ayıran bir anlayışla, Dar'ül Harp olarak ilan edilen ülkelerde her türlü eylemi gerçekleştirmenin büyük bir dini vecibe olduğu yönündeki dini propaganda ile elemanlarını yetiştirmektedir. Örgütün amacı, Ortadoğu'daki Müslüman ülkelerde mevcut rejimleri devirerek, yerine şeriat düzenine dayalı yönetimleri getirmektir. Örgütün liderliğini şeyh Hasan Nasrallah yapmaktadır. Askeri alandaki faaliyetlerini genellikle terör eylemleri şeklinde yürüten örgüt, siyasi alanda da ıran ıslam Devrimi'nin propagandasını yoğun bir şekilde sürdürmektedir. Türkiye'de merkezi Erzurum olup, Van, Hakkari, Muş, Bitlis, Diyarbakır, ıstanbul ve Ankara'da da faaliyetleri bulunmaktadır. Türkiye'deki amacı, ıran'da olduğu gibi anayasal düzeni değiştirip, yerine dini esasları temel alan bir devlet düzeni kurmaktır. Örgüt nihai hedef olarak, Lübnan topraklarında bir ıslam Devleti kurmak amacı doğrultusunda faaliyetleri sürdürürken, bir yandan hedefe ulaşmakta en büyük engel olarak gördüğü ABD ve ısrail hedeflerine yönelik çeşitli saldırıları gerçekleştirmekte, diğer taraftan da seçimlere katılmak sureti ile ülkedeki siyasi yapıyı ele geçirmeye çalışmaktadır. Lübnan'ı islami hareketlerin odak noktası haline getirmek çabasının yanında buraya bir şii ıslam Devleti kurma amacına yönelik olarak da faaliyet gösteren Hizbullah Örgütü, Suriye hesabına çalışan Nebih Berri'nin başkanlığını yaptığı şii Emel Örgütü ve Arafat karşıtı/Suriye yanlısı Filistinli örgütlerle de beraber çalışmalar yapmaktadır. Hatta şii Emel Örgütü'nün Lübnan'da fazla bir gücünün kalmaması üzerine bu örgütün aktif elemanlarının Hizbullah Örgütü saflarına katılmalarını sağladıkları bilinmektedir. Lübnan'da büyük bir nüfuza sahip olan Suriye'nin, ıran'la ilişkilerini zedelememek istemesi, örgütün Batılılara ve ısrail'e karşı mücadelesinden menfaat umması, Güney Lübnan'daki şiddet eylemlerinde ülkesi adına çıkar hesapları yapması gibi sebeplerle, Hizbullah Örgütü'nün ülkesindeki faaliyetlerine göz yumduğu söylenebilmektedir. 1989 yılından itibaren silah kaçakçılığı olaylarına da karıştığı bilinen Örgüt, bu tarihten itibaren Lübnan ve Beyrut'ta din adamı ve işadamlarına yönelik kaçırma eylemlerine girişmiştir. Haşimi Rafsancani'nin cumhurbaşkanlığına seçilmesinden sonra politika değiştiren ve dünya devletleri ile irtibat kurmak isteyen ıran'ın, elinde bulundurduğu rehineleri serbest bırakması için örgüte yapmış olduğu çağrıların olumlu sonuçlar vermesi ile ortaya çıkan durum, ıran'ın örgüt üzerindeki ağırlığını göstermesi açısından dikkat çekmiştir. Al Fajr ve Al Ahd isimli dergiler çıkartan Hizbullah, diğer Ortadoğu ülkeleriyle de menfaatleri doğrultusunda irtibata geçmekte sakınca görmemekte, hatta zaman zaman Lübnan ve Suriye gibi ülkelerden çeşitli yardımlar almaktadır.