Annem belediye doktoruydu. Penceresinden kavak ağaçları görünen bir sağlık ocağında çalışır, çoğu günler beni de yanında götürürdü. Orada tek çocuk olmanın krallığını yaşar, oyalanır; haşarılıklarımın, afacanlıklarımın hoş görüleceğini bilmenin kolaylıklarından fazlaca yararlanır, buna karşılık beni mıncıklamalarına, yanaklarımı pembeleştiren makaslar almalarına ses çıkarmazdım. Pencereden uzanır, uçuşan pamukçukları yakalamaya çalışırdım. Kavakları silkeleyen rüzgâr oyun arkadaşım olurdu. Koca bahçe, önümde mülkümmüş gibi uzanır, bense onu tasasız gözlerle izlerdim. Annemin masasında, güzel çerçeveler içinde benim ve babamın resmi dururdu. Gurur duyardım. Kocaman bir masası ve koltuğu vardı annemin. Annemi makamında daha çok severdim sanki, ya da sevgim başka bir boyut kazanırdı. (Murathan Mungan; Pamukçuklar)

Yukarıdaki parçada en az iki kelimeden oluşan ve koyu harflerle yazılmış olan kelime gruplarının ilk kelimelerinin yazılmadığını, son kelimelerin (isimlerin veya isim tamlamalarının) düşünelim:

Annem belediye doktoruydu. Sağlık ocağında çalışır, çoğu günler beni de yanında götürürdü. Orada çocuk olmanın krallığını yaşar, oyalanır; haşarılıklarımın, afacanlıklarımın hoş görüleceğini bilmenin kolaylıklarından fazlaca yararlanır, buna karşılık beni mıncıklamalarına, makaslar almalarına ses çıkarmazdım. Pencereden uzanır, pamukçukları yakalamaya çalışırdım. Rüzgâr oyun arkadaşım olurdu. Bahçe, önümde mülkümmüş gibi uzanır, bense onu gözlerle izlerdim. Annemin masasında, çerçeveler içinde benim ve babamın resmi dururdu. Gurur duyardım. Masası ve koltuğu vardı annemin. Annemi makamında daha çok severdim sanki, ya da sevgim boyut kazanırdı.

Öncesindeki kelimeler çıkarıldığında isimlerin anlamları eksilmiş oldu. Kelime anlamı olarak değil de cümleye kattığı anlam bakımından eksilme oldu.

Sağlık ocağı nasıl bir sağlık ocağı?

Çocuk nasıl bir çocuk?

Makaslar nasıl makaslar?

Pamukçukları hangi pamukçuklar?

Rüzgâr nasıl bir rüzgâr?

Bahçe nasıl bir bahçe?

gözlerle nasıl gözler?

çerçeveler nasıl çerçeveler?

Masası ve koltuğu nasıl masa ve koltuk?

Boyut hangi boyut, ne boyutu?

İsim tamlamasında olduğu gibi sıfat tamlamasında da isimlerin (asıl unsur) tam olarak anlaşılması ve tanınması için onlardan önce bazı kelimeler getirerek anlamlarını nitelik ve nicelik yönünden tamamlarız.

Tanımı
Bir veya daha fazla sıfatın bir (veya daha fazla) ismi sayı, renk, biçim, hareket, durum, sayı ve yer bakımından nitelediği veya belirttiği kelime gruplarına sıfat tamlaması denir.

Özellikleri
* Sıfat tamlamalarında birinci kelimeye tamlayan; ikincisine de tamlanan denir. Tamlayan, tamlananın anlamını bütünler. Tamlayan, yani sıfat yardımcı unsurdur; tamlanan, yani isim de asıl unsurdur. Tamlayan başta gelir, tamlanan sonda. Bu “Türkçede yardımcı unsur başta; asıl unsur sonda bulunur” kuralına göre açıklanabilir. Grubun vurgusu tamlayandadır.

İsim tamlamasında olduğu gibi sıfat tamlamasında da tamlananla tamlayanın nereden ayrılacağı iyice kavranmalı, anlam her zaman ön plânda tutulmalıdır.

Penceresinden kavak ağaçları görünen / bir / sağlık ocağı

Tek / çocuk

yanaklarımı pembeleştiren / makaslar

uçuşan / pamukçuklar

Kavakları silkeleyen / rüzgâr

Koca / bahçe

Tasasız / gözler

Güzel / çerçeveler

Kocaman / bir / masası ve koltuğu

Başka / bir / boyut

* Sıfatla isim eksiz birleşir. Yani tamlama eki yoktur.

Kırık kalp, serin serviler...

* Bütün sıfatlarla sıfat tamlaması yapılabilir:

Niteleme Sıfatlarıyla
Kocaman / bir masası ve koltuğu

Koca / bahçe, tasasız / gözler, güzel / çerçeveler

Mavi deniz, tatlı su, yakın arkadaş, çalışkan öğrenci, yuvarlak masa, akciğer, Akdeniz, karabiber, başbakan, başhekim...

İşaret sıfatlarıyla
Bu soruyu kim cevaplayacak?

Kitabı şu genç almıştı.

O eşyaları nereye götürüyorsun?

Öteki sorulara geçiniz.

Beriki masaları da taşıdık.

Asıl sayı sıfatlarıyla
Her gün iki saat ders çalışır, bir saat de kitap okurum.

Bir ağaç bile bırakmamışlar; kesmişler.

Yüz yıl öncesine geri döndük.

Türkiye nüfusunun yetmiş milyon olduğu söyleniyor.

Beş milyon ton patates

Sayıyla değil de diğer birimlerle ölçülen nesneler için

10 cm ip, 2 m kumaş, 100 ton kömür, 3 kg şeker...

Sıra sayı sıfatlarıyla

77. yıl, 11'inci bölük, birinci gün, ikinci gelişimiz,

Kesir sayı sıfatlarıyla

Yüzde bir ihtimal, yarım ekmek, çeyrek (dörtte bir) ekmek...

Üleştirme sayı sıfatlarıyla

İkişer elma, yedişer kişi, ellişer milyon, birer gün arayla,

Belgisiz sıfatlarla

kimi insanlar, bir yaz günü, her soru, birtakım insanlar, birkaç kişi, tüm insanlar, bütün varlıklar...

Soru sıfatlarıyla
Nasıl kitaplardan hoşlanırsın?

Kaç gün sonra geleceksin?

Eve giderken hangi otobüse bineceğiz?

Kaçıncı sınıfta okuyor?

Ne gün geleceğini söyledi mi?

Kaçar kişilik gruplar hâlinde gideceğiz?

Kaçta kaç hisse istersin?

Sıfat-fiillerle veya sıfat-fiil gruplarıyla
Penceresinden kavak ağaçları görünen / bir sağlık ocağı

yanaklarımı pembeleştiren / makaslar

Kavakları silkeleyen / rüzgâr

uçuşan / pamukçuklar

mavileşen / manzara

eserken yelken açmadığım / rüzgâr

daha deniz görmemiş / bir çoban çocuğu

gecenin bitmeğe yüz tuttuğu / an

* Sıfat ve zarfların anlamlarını, miktar ve derece bakımından tamamlayan zarfların meydana getirdiği kelime grupları da birer sıfat tamlamasıdır.

en tatlı, çok güzel, pek doğru, daha gösterişli...

* Sıfat tamlamasında sıfatla isim arasına noktalama işareti konmaz. Meselâ, virgül konursa ilk kelime tek başına kalmış olur, dolayısıyla isimleşir.

Genç adama gülümseyerek baktı. (genç: sıfat)

Genç, adama gülümseyerek baktı. (genç: isim, özne)

* Birkaç sıfat, arka arkaya sıralanarak bir ismi niteleyebilir veya belirtebilir:

Karanlık, büyük, korkutucu ve nemli bir evdi.

Yavaş, vakur, tatlı bir kadın sesi

* Aynı şekilde bir sıfat birden fazla isme ait olabilir:

Yüksek dağlar, tepeler, yaylalar, o bölgenin coğrafî yapısını oluşturur.

Pahalı elbiseler, ayakkabılar

* Tamlanan, tamlayan veya her ikisi birden kelime grubu olabilir. Sıfat tamlaması da başka bir sıfat tamlamasında tamlayan ya da tamlanan olabilir:

Seher musikisi → Engin seher musikisi→ Bir engin seher musikisi

Şu / gözlüklü adam

Mum rengi / çehreler

Yumuşak ve korkak / adımlar

Bacalara takılan / şu beyaz bulutlar

Ay ışığındaki / büyülü şeffaflık ve nur

Koklamadan attığım / gül demeti

* Cümlede isim, sıfat ve zarf olarak görev yaparlar.

Bu yumuşak ve pembe tenli avı, pençesinde sıkarak yükseldi.

Sabah ezanı okunurken başlayan yağmur, birdenbire sağanak hâlini aldı.

* Sıfat tamlamalarında eğer tamlanan zaten tamlayanın anlamında varsa düşürülür. Bilinir ki o sıfat o isimden başkasına ait değildir. Bu durumda bu sıfatlara adlaşmış sıfatlar denir:

Ağlayan insanlar bir gün güler. ž Ağlayanlar bir gün güler.

Gelen ... giden ... aratır ž Gelen gideni aratır.

Hasta adamı hastahaneye yetiştiremediler ž Hastayı yetiştiremediler.

Üçler basamağı,

1453'ten sonra...

Gençler ağaç dikiyor.

Tembeller başarılı olamaz.