Mavi Yelkenli Gemi

Ahmet “Şu oyuncak dükkânını ne diye okul yolunda açmışlar? Hep gözüm takılıyor, dalıp gidiyorum vitrindeki mavi yelkenli oyuncak gemiye” diye söylenerek adımlarını hızlandırdı Yine vitrinin önünde oyalanmış, bu yüzden de derse yetişememişti Kızdı kendi kendine Bir türlü gözünün önünden gitmiyordu mavi yelkenli gemi ‘Pahalı olmalı’ diye geçirdi içinden Onu almaya yetecek parası yoktu Okula gitmek için her gün o sokaktan geçmeliydi “Bugün o tarafa hiç bakmayacağım!” diye söylendi Çünkü gemiyi gördükçe âdeta içi gidiyordu Bakmamakta kararlı görünse de yaklaştıkça heyecanlandı ve gözü yine vitrine kayıverdi Bir an şaşırarak kaşlarını çattı, “Olamaz!” diye söylendi Gemi yerinde yoktu Vitrine iyice yaklaştı ve içeriye baktı İçeride bir çocuk küçük bir havuzda gemiyi yüzdürüyordu Kumandayla bir sağa bir sola gidiyordu mavi yelkenli Boynunu büküp okulun yolunu tuttu, içini büyük bir pişmanlık kaplamıştı “Aileme konuyu açsaydım mutlaka ne yapıp edip alırlardı,” diyerek hayıflanıyordu Neden harçlıklarını biriktirmemişti Son ders de bitti Şimdi aynı sokaktan nasıl geçecekti Dükkânın önüne yaklaştıkça kalp atışları başkalaşmış ve kendi kendine şöyle söyleniyordu “Ah mavi yelkenlim, ah gemim! Camdan cama konuşuyorduk seninle Beni terk ettin ve gittin” diye söylenirken bir de ne görsün, mavi yelkenli yerinde durmuyor mu? Hemen dükkâna girdi, heyecan yanakları kızarmıştı Merakla geminin fiyatını sordu Harçlığını biriktirirse iki ay sonra alabilirdi bu gemiyi “Ben daha sonra gelip alacağım bu gemiyi inşallah!” dedi oyuncakçıya Kır saçlı amca: “Acele et delikanlı Bugün tam satılıyordu” dedi Âdeta uçarak eve döndü Artık harçlığını harcamıyordu O günden sonra Ahmet kumbarasını doldurdukça bozuk paraları bütünlemesi için babasına veriyordu Babasının verdiği paraları avucuna alıp “Dört gün sonra sana kavuşacağım gemim” dedi sevinçle Ertesi sabah erkenden uyandı Heyecanlı olmasına rağmen bitkindi Vücudu ateş içindeydi “Bugün gemiyi almaya gideceğim, ama çok hâlsizim, hele bir yüzümü yıkayayım belki rahatlarım” diyerek lavaboya yöneldi Koridorda annesiyle karşılaştılar Annesi, “Oğlum, iyi görünmüyorsun, yoksa hasta mısın?” dedi Elini Ahmet’in alnına ***ürdü “Ah yavrum! Çok ateşin var senin” deyip ateşini ölçtü Annesi yanılmamıştı Bu durumda okula gidemeyeceğini, söyledi Ateş düşürücü verdikten sonra odasında dinlenmeye çekildi Ahmet, yatağında bir o yana bir bu yana dönüyor, kendi kendine bir şeyler söylüyordu; “Tam da mavi yelkenliyi alacağım gün nasıl da hastalandım Ne yapacağım şimdi, ya satılırsa!” sözlerini annesinin duyduğundan habersizdi Annesi “Sürpriz yapmanın tam sırası, hastaya da moral olur” düşüncesiyle, Ahmet’in odasına girerek, bir süredir biriktirdiği harçlıklarını ödünç istedi Kendisinden borç istenmesi hoşuna gitti Ahmet’in Sabırla biriktirdiği parayı annesine verdi Annesi doğru oyuncakçıya gitti, önceden haberdar olduğu ve çocuklarının güzel alışkanlıklar kazanmasına vesile olan bu gemiyi satın aldı, güzel bir paket yaptırdı Akşama doğru Ahmet biraz iyileşmiş, ateşi düşmüştü Ailecek akşam yemeğinde toplandılar Annesi, “Biliyor musun bey, Ahmet bugün büyük bir iyilik yaptı Biriktirdiği parayı bana vererek önemli bir işimi hâlletmeme yardımcı oldu” dedi Babası, “Aferin aslan oğluma, iyi de hanım o önemli iş de neymiş, bana da bahsetmedin hiç!” diyerek eşine baktı Ahmet de, “Doğru ya, anne ben de merak ettim, öyle hızlı çıktın ki soramadım bile” dedi “Demek merak ettiniz?” dedi annesi “Gözlerinizi kapayın o zaman ve ben aç diyene kadar da sakın açmayın!” Baba oğul merakla kapadılar gözlerini Kocaman hediye paketini Ahmet’in önüne koyup “Gözlerinizi açabilirsiniz” dedi annesi Babası hemen anladı kutudakinin ne olduğunu Ahmet ise şaşkınlıkla, “Bu da ne?” diyebildi sadece “Hadi durma, açsana kutuyu Bakalım beğenecek misin?” Annesinin sesiyle toparlanıp açtı kutuyu Büyük bir sabırla biriktirdiği harçlıkları ödül olarak karşısına çıkmıştı “Mavi yelkenli gemi, mavi yelkenli gemi!” diyerek çığlılıklar atıyor, zıplıyor ve yerinde duramıyordu Birkaç dakika sonra annesi babası ve Ahmet, bir leğenin etrafında toplanmış, yelkenli gemiyi suda yüzdürüyorlardı