Sivrisinek, vızıldayarak havada dolaşır dururmuş. Aslan bir bakmış olmamış, iki bakmış olmamış, canı iyice sıkılmış;

“Çek git be şuradan! Tepemde vızıldayıp durma! Bir kızarsam seni perişan ederim,” diye kükremiş.
Sivrisinek,

“Kime kafa tutuyorsun sen, kime? Sen mi? Beni perişan edeceksin? Güleyim bari. Hayvanların kralı oldun diye kendini bir şey mi sanıyorsun? istesem ben seni perişan ederim,” demiş. Aslan öfkesini kontrol etmek için kendisini güçlükle tutmuş. Sert bir sesle;

“Çekil git başımdan! Sana o kadar söylüyorum,” demiş.

“Demek öyle! dur sen hele, el mi yaman bey mi yaman? Şimdi görüşürüz,” demiş sivrisinek. Böyle dedikten sonra başlamış aslanı ötesinden berisinden sokmaya. Aslan pençesini sallamış ıskalamış sineği, kuyruğumu sallamış yine ıskalamış, fır fır dönüp durmuş. Sivrisinek ise durmadan aslanı sokup duruyormuş. Aslan acıdan kükreyip, yeri göğü inletmeye başlamış. Tüm hayvanlar korkularından kaçışmaya başlamışlar. Sivrisinek ise aslan çılgına döndürmekten saldırılarını sürdürüp durmuş Aslan daha fazla dayanamamış, pes edip yere serilmiş. Sonunda sivrisinek,
“Gördün mü bak, kim kimi perişan eder mis,” diyerek aslanın başından ayrılmış. Ancak Vızlayarak uçarken bir örümceğin ağına takılmış çaresiz bir şekilde şaşkınlıkla etrafına bakmış yakınında bulunan aslandan yardım istemiş ama aslan kötü olmanın kendini beğenmişliğin son bu deyip oradan uzaklaşmış.