vitamini eksikliği: Kilo alamama, boyun uzamaması, gözyaşının yetersiz salgılanması, gözün parlaklığını yitirerek kuruması, gece görememe ve derinin kuruyarak pullanması A vitamini eksikliğinin yarattığı bazı şikayetlerdendir.
B1 vitamini eksikliği: Büyüme döneminde özellikle sinir sisteminin gelişmesi ve metabolizma için B1 vitaminine ihtiyaç duyulmaktadır. Eksikliğinde kusma, iştahsızlık, huzursuzluk, nefes almada zorluk, kalp çarpıntısı, morarma, kalp yetmezliği, merkezi sinir sistemi bozuklukları, ses kaybı, görme bozuklukları ile beriberi hastalığı yaşanabilir.
B2 vitamini eksikliği: Tek başına bu vitaminin eksiklik belirtilerinin görülmesi nadirdir, genellikle diğer vitaminlerin de eksikliği ile birlikte ortaya çıkar. B2 vitamini eksikliği çocuklarda büyümenin yavaşlaması, kilo kaybı, canlılıkta azalma ve sindirim sorunları gibi durumları da beraberinde getirir.
B3 vitamini eksikliği: Kolay yorulma, sinirlenme, iştahsızlık, hazımsızlık, bulantı, kusma ve ishal, dilde yanma hissi, kızarma, diş eti hassasiyeti, ağız kokusu, deride ışığa karşı hassasiyet, cildin sertleşmesi, huzursuzluk, uykusuzluk, baş ağrısı ile başlayan, ellerde titreme, artan endişe, korku, kaygı duyguları ile devam edip psikoz tablosuna kadar giden sinir sistemi şikayetleri ortaya çıkar.
B5 vitamini eksikliği: Rafine ve işlenmiş yiyeceklerle beslenme ve antibiyotik etkisiyle barsak bakterilerinin ölmesi sonucu ortaya çıkar. Halsizlik, bitkinlik ve yorgunluk hissi ilk oluşan yakınmalardır. Topuklarda yanma ve ağrı, mide asitlerinde azalma ile iştahsızlık, kusma, barsak bozuklukları ve krampları, uykusuzluk, cilt bozuklukları, akne oluşumu, tekrarlayan üst solunum yolu enfeksiyonları, alerjik yakınmalarda artış eksiklik ile birlikte görülen etkilerdir.
B6 vitamini eksikliği: Eksiklik belirtileri diğer B Vitaminleri eksikliğinde görülenlere benzemektedir. Nevrit, EEG değişiklikleri, koordinasyon bozuklukları, duyu kusurları, dalgınlık, uykusuzluk, bebeklerde ve çocuklarda havale, kansızlık, huzursuzluk, sinirlilik, baş ağrısı, görme problemleri, sık enfeksiyonlara yakalanma, adale zayıflığı ve krampları oluşabilir.
B9 vitamini eksikliği: Eksiklik belirtileri B12 vitamini eksikliğine oldukça benzer. İştahsızlık, kilo kaybı, dilde şişme ve kızarma, ishal, huzursuzluk, enfeksiyonlara yatkınlık ve kalp çarpıntısı gibi çeşitli belirtiler görülebilir.
B12 vitamini eksikliği: Hayvansal gıda alınmadığında bu eksikliğin etkileri kolaylıkla oluşur. Özellikle tam vejetaryen anne çocuklarında doğumdan itibaren eksiklik arazları ortaya çıkar. Sinir sistemindeki liflerde hasar oluşur. Bu durum ciddi sorunlara; pernisiyöz anemi denilen bir kansızlığa yol açabilir.
Biotin eksikliği: Eksikliğinin ortaya çıktığı durumlarda, halsizlik, iştahsızlık, adale incelmesi ve ağrıları, kuru, pullu ve hassas bir cilt, kansızlık ve kalp sorunları, saçlarda beyazlama ve dökülme, kan kolesterol seviyesinde artma ve gözlerde kızarma görülür.
C vitamini eksikliği: Eksikliğinde oluşan en ağır durum skorbüt hastalığıdır. Bunun dışında diş eti kanamaları ve çekilmeler, enfeksiyonlara karşı dayanıksızlık ve zor iyileşme, deride küçük kanamalar, halsizlik ve iştahsızlık görülen diğer belirtilerdir. Eksikliğin artması durumunda burun kanamaları, ağız içinde yaralar, diş kayıpları, eklem şişmeleri, kemik ağrıları ve nefes darlığı görülmektedir. Çocuklarda büyümenin yavaşlaması, enfeksiyonlara karşı vücut direncinin azalması ve sık mikrobik hastalıkların gelişmeye başlaması gibi bir çok sağlık sorununun C vitamini ile ilişkili olduğu düşünülmektedir.
D vitamini eksikliği: Huzursuzluk, baş terlemesi, kaşıntı, uyku bozuklukları, ileriki aşamalarda kas güçsüzlüğü, kafatasında yumuşama, asimetri, bebeklerde büyümüş bıngıldak, kafatası büyüklüğü ve geciken bıngıldak kapanması, dişlerin geç çıkması, diş çürümeleri, diş minesi bozuklukları, kaburgalarda kemik ve kıkırdak bileşiminde raşitik tesbih taneleri, uzun kemiklerin bükülmesi, kemiklerde çabuk kırılmalar ile sırt kemiğinde eğrilikler ve kalça kemiğinde bozukluklar D vitamini eksikliğinde yaşanan şikayetlerdendir.
E vitamini eksikliği: E vitamini özellikle metabolik hızın arttığı ergenlik çağında vücuttaki zararlı maddeleri temizleyici etkisi ile oldukça önemlidir. E vitamini eksikliğinde kansızlık ve vücutta sıvı toplanmasına bağlı şişkinlikler görülmektedir.
K vitamini eksikliği: K vitamini özellikle pıhtılaşma için oldukça gerekli bir vitamindir. Eksikliği diş etinde kanamalar, yaralar, burun kanamaları gibi şikayetler yaratabilir.
MİNERALLER
Vücudun kendi kendine oluşturamadığı inorganik maddeler olan mineraller, vitaminler ile birlikte çalışarak vücutça en fazla ihtiyaç duyulan bölgelere etkin bir şekilde ulaşmalarını sağlarlar. Dolayısıyla insan vücudunun en az vitaminler kadar minerallere de ihtiyacı vardır.
Kan basıncında, kalp ritminde, kas fonksiyonlarında, vücuttaki sıvı dengesinin devamlılığında, üremede oldukça önemli rol oynayan mineraller ayrıca kan oluşumunu ve sağlıklı sinir fonksiyonları gelişimini de kontrol ederler.
Özellikle büyüme ve gelişme çağındaki çocuklarda mineral eksiklikleri oldukça büyük sorunlara neden olabilmektedir:
Çinko: İnsan organizmasının büyüme ve farklılaşma gibi pek çok biyolojik sürecine katkı sağlayan çinkonun eksikliğinde çocuklarda bağışıklık sistemi yeterli derecede etkin olamadığı için multisistem hastalıkları görülebilir. Büyüme ve gelişme geriliği oluşabilir. Ayrıca ergenlik çağında cinsel olgunluğa erişememe, enfeksiyonlara dayanıksızlık, iştahsızlık ve kilo alamama, öğrenme ve dikkat eksikliği, tat alma duyusunda bozukluk, akne, dermatit, saçlarda incelme ve dökülme gibi cilt sorunları yaşanabilir.
Demir: Eksikliğinin çocuklarda ve yetişkinlerde görülen en önemli sonucu anemi olarak da adlandırılan kansızlıktır. Kansızlığa bağlı olarak deri ve diğer dokuların renginin solukluğu, saç dökülmesi, kaşıntı, saç ve tırnaklarda çatlamalar görülebilir. Ayrıca kanın oksijen taşıma yeteneğinin düşmesi sonucu halsizlik, yorgunluk, çarpıntı, yaraların zor iyileşmesi, dudak kenarlarında yaralar, yutma güçlüğü, soğuk intoleransı da yaşanabilir.
İyot: İyot eksikliğinde tiroid bezi, hormon üretebilmek için gereken iyotu daha iyi tutabilmek amacıyla hücrelerini büyütür. Guatr olarak adlandırılan bu hastalığı önlemede iyot, en önemli mineraldir.
Kalsiyum: Yeterince kalsiyum alınmaması durumunda vücut kemiklerde depolanan kalsiyumu kullanmaya başlar. Bunun uzun yıllar sürmesi halinde eğer eksilen kalsiyum yerine konmazsa kemikler güçsüzleşir ve kolay kırılır hale gelir. Çocukluk çağında raşitizmin en büyük nedeni kalsiyum eksikliğidir. Ayrıca kalsiyum emiliminin yeterli derecede yapılamaması çocukların diş yapılarında bozulmalara, diş eti sorunlarına yol açabilir. Saç ve tırnaklarda kırılmalar meydana gelebilir. Duyu kusurları, adalelerde seğirmeler, uyku bozukluğu ve dalgınlık yaşanabilir. Ağlama, hırçınlık ve iştahsızlığa neden olabilir.
Magnezyum: En yoğun olarak kalp, böbrek, beyin ve karaciğer gibi metabolizmalarda olduğu için, magnezyum vücudun enerji üretiminde çok önemli bir rol oynamaktadır. Dolayısıyla magnezyum yetersizliği birçok enzim sistemini etkiler ve metabolik sonuçları ortaya çıkarır. Halsizlik, iştahsızlık, huzursuzluk, uyku bozuklukları gibi genel belirtiler, öğrenme kapasitenin azalması, dalgınlık, hafıza zayıflığı ile beyin fonksiyonlarının etkilenmesi, kas seğirmeleri, titremeleri ve kalp çarpıntısı gibi problemler yaşanabilir. Yaşça daha küçük bebeklerde ise havale nedeni olabilmektedir.
Selenyum: Selenyum eksikliği, toprağın selenyum açısından zenginliği ile doğrudan bağlantılıdır. Selenyum açısından fakir topraklarda yaşayan ailelerin çocuklarının diğer çocuklara oranla daha yavaş büyümekte oldukları gözlemlenmiştir. Toprakları bu mineral açısından fakir yörelerde selenyumdan zengin yörelere oranla bazı kanser çeşitlerinin sık görülmesi söz konusudur. Eksikliğinde kas yapısında şiddetli bir zayıflık belirir, kalp ve damarlardaki esneme kabiliyeti azalır. Çocuklarda selenyum eksikliği fetal kardiyomyopatiye neden olmaktadır.
Kükürt:Sağlıklı saç,cilt ve tırnaklar için gereklidir. Oksijen dengesinin muhafazasına yardımcı olur,bu da beyin fonksiyonları için çok önemlidir. Sülfür aynı zamanda B-grubu vitaminlerinin işlevlerini yerine getirmesine ve karaciğerde safranın salgılanmasına yardımcı olur.
Boron:Vücudumuzdaki ve kemiklerdeki kalsiyum,magnezyum ve fosforun muhafazası için gerekli olan bir mineraldir. Boron bu üç mineralin vücutta maksimum şekilde kullanılması ve muhafazasını sağlayan yardımcı mineraldir .
Fosfor:Sadece fizyolojik kimyasal reaksiyonlarda yer almakla kalmaz, aynı zamanda vücuttaki bütün hücrelerde bulunur. Normal kemik ve diş yapısı, kalp düzeni ve normal böbrek fonksiyonları için gereklidir.
Sodyum: Bu mineral sinir ve kas fonksiyonlarının devamı için çok önemlidir. Asıl görevi sıvı pompalanmasını sağlamak ve gıdaların hücre zarından geçişini sağlamaktır. Bol miktarda sodyum yüksek kan basıncına katkıda bulunur.
Potasyum:Hayati minerallerden biridir. Vücuttaki potasyumun yüzde 98'i hücre duvarlarının içinde bulunur. Potasyum, sodyumla birlikte vücuttaki su dengesinin sağlanmasına yardımcı olur ve gıdaların hücre içine geçişini sağlar. Potasyumun önemli görevlerinden biri de sinir sistemindeki mesajları iletmesidir. Beyne oksijenin gönderilmesi beyin için önemlidir. Her gün bu mineral vücutta kullanılır ve tekrar yeri doldurulur. Kalbimiz ve vücuttaki diğer kaslarımızın sağlıklı yapısını koruması potasyuma bağlıdır. Fazla şeker, diüretikler, laksatifler, fazla tuz, alkol ve stres bu mineralle birlikte vücuttan atılır.
VİTAMİNİ (B Karoten)
Beta carotene'e A vitamini adı verilir. Beta carotene toksit olmadığı için aşırı dozda alınsa da bir tehlike oluşturmaz. Ancak A vitamini aşırı alındığında zehir etkisi oluşturur. Sinir sistemi ve dalakta hasar bırakabilir. Bir kaç ay, günde 50.000 ünite alındığı zaman ölüme bile neden olabilir.
Beta carotene bitki lerde vardır; A vitamini yalnızca hayvansal besinlerde bulunur. Son çalışmalar göstermiştir ki beta carotene güçlü bir koruyucudur, hava kirliliğinin hasar yaratmasını önlemede yardımcıdır ve ciğer kanserine yakalanma riskini azaltır.
Birçok sebzede zengin miktarda beta carotene genelde turuncu, koyu yeşil ya da sarı renklerinden anlaşılabilir. Bu koruyucu, yağda çözüldüğünden vücut yeteri kadar bu maddeyi depolayabilir. Beta carotene, C vitamini ya da diğer suda çözülen koruyucular gibi pişme sırasında hasara ve kayba uğramaz. Eğer birçok insan gibi siz de güneş altında uzun süre kalıyorsanız içiniz, rahat olsun: Son araştırmalarda beta carotene Güneş'ten gelen ultra viole-B ışınının tahrip edici ve yaşlandırıcı etkisine karşı oldukça güçlü bir koruyucu olduğu görülmüştür.
A vitamini eksikliği: Kilo alamama, boyun uzamaması, gözyaşının yetersiz salgılanması, gözün parlaklığını yitirerek kuruması, gece görememe ve derinin kuruyarak pullanması,diş sağlığında bozulma A vitamini eksikliğinin yarattığı bazı şikayetlerdendir.
A vitamini hangi yiyeceklerde bulunur:
Kabak hindiba (frenk salatası)
Havuç, kıvırcık
Kış balkabağı
Şalgam ve şalgam yaprakları
Yaz balkabağı
Ispanak
Brokoli (bir cins küçük karnabahar), taze tropik meyve
Domates
Karaciğer
Yağsız et
Süt
Tereyağı
Yumurta
Kayısı
B1 VİTAMİNİ (Tiamin)
Tiamin (B-1 vitamini), vücut enerjisinin açığa çıkmasını sağlayan hayati bir maddedir. Protein, yağ (fat), karbonhidrat ve alkolü denetleyen bazı enzim sistemleri için gereklidir. Dahası, B-1 vitamini, kompleks sistemin bir parçası olan sinir sistemi uyarısını vücuda göndermesine de yardım eder.
Vitamin B1 ya da Tiamin, diğer B grubu vitaminlerle birlikte vücudun, özellikle beynin, enerji üretiminde gerekli bir vitamindir. Bu vitamin öncelikle şeker hastalığı, doku sertleşmesi, sinirsel hastalıklar önlenmesinde kullanılır ve yaşlı insanların zihinsel fonksiyonların sürdürebilmesine yardımcı olur. Merkezi sinir sistemi sağlığını korumakta önemli bir rol oynar. B1 vitamini kan hücrelerinin oluşumu ve sağlıklı bir dolaşım sistemi için gerekli olan hidroklorik asidin üretiminde rol oynar. Ayrıca karbonhidratlardan enerji üretiminde, kalp ve sindirim sistemi kaslarının tonusunun korunmasında anahtar rolü vardır.
B1 vitamini eksikliği: Büyüme döneminde özellikle sinir sisteminin gelişmesi ve metabolizma için B1 vitaminine ihtiyaç duyulmaktadır. Eksikliğinde kusma, iştahsızlık, huzursuzluk, nefes almada zorluk, kalp çarpıntısı, morarma, kalp yetmezliği, merkezi sinir sistemi bozuklukları, ses kaybı, görme bozuklukları ile beriberi hastalığı yaşanabilir.
B1 vitamini hangi yiyeceklerde bulunur:
Buğday başağı
kepek
bira mayası
pirinç
mısır
yulaf
darı
çavdar
salatalık
enginar
karaciğer
B2 VİTAMİNİ(riboflavin)
Riboflavin olarak da adlandırılan B2 vitamini enerji üretimi, enzim fonksiyonu, normal yağ asidi ve aminoasit sentezi için önem taşımaktadır. Serbest radikallerin toplayıcısı olan glutathion'un üretimi için gereklidir. Besinlerden enerjinin serbest bırakılmasında rol oynar. A vitamini ile birlikte kullanıldığında solunum, sindirim, dolaşım ve boşaltım sisteminin mukozasının sağlıklı olmasını sağlar. Sinir sistemi, deri ve gözleri korur. Normal büyüme ve gelişmeye yardımcı olur. Enfeksiyon, alkolizm, yanık, mide ve karaciğer hastalıkları tedavisine yardımcı olur. Migren, katarakt, orak hücreli anemi tedavisinde kullanılır.
Yetersiz kalorili diyet alanlar, beslenme bozukluğu olanlar veya kalori ihtiyacı artmış kişiler. Gebe veya emziren kadınlar, alkol veya diğer madde bağımlıları, kronik hastalığı olanlar, uzun süreli stres altında olanlar, yakın geçmişte operasyon geçirmiş kişiler, sporcular ve beden işçileri, sindirim sisteminin bir bölümü operasyonla alınmış olanlar, ağır yanık veya yaralanması olan hastalar, doğum kontrol hapı veya östrojen kullananlar yoğun B2 vitamini ihtiyacı duyarlar.
B2 vitamini eksikliği: Tek başına bu vitaminin eksiklik belirtilerinin görülmesi nadirdir, genellikle diğer vitaminlerin de eksikliği ile birlikte ortaya çıkar. B2 vitamini eksikliği çocuklarda büyümenin yavaşlaması, kilo kaybı, canlılıkta azalma ve sindirim sorunları gibi durumları da beraberinde getirir.
B2 vitamini hangi yiyeceklerde bulunur:
bira mayası
süt
peynir
yoğurt
badem
tavuk
sığır eti
böbrek
buğday
Açık yeşil sebze ve meyvelerde
B3 VİTAMİNİ (Niasin)
Bu vitamin nişastalı ve şekerli maddelerin sindirimi için gereklidir. Kan dolaşımında, karaciğerin sağlıklı çalışmasında, bazı tür baş ağrılarında, zor işitmede yararlıdır.
B3 vitamini kan dolaşımını düzenler, sağlıklı bir deri sağlar ve santral sinir sisteminin çalışmasına yardımcı olur. Beyin ve hafızanın ileri fonksiyonlarının denetlemesinden dolayı şizofreni ve diğer zihinsel hastalıklarda tedavi edici rol oynar. Son olarak yeterli B3 düzeyinin insülin ile estrojen, progesteron ve testesteron gibi cinsiyet hormonlarının sentezi için hayati rol oynadığı gösterilmiştir. Son zamanlarda kan kolesterolunu ve trigliseritini yan etki olmadan emniyetle düşürebildiği için doktorlar tarafından bu amaçla sıklıkla kullanılmaktadır.
B3 vitamini eksikliği: Kolay yorulma, sinirlenme, iştahsızlık, hazımsızlık, bulantı, kusma ve ishal, dilde yanma hissi, kızarma, diş eti hassasiyeti, ağız kokusu, deride ışığa karşı hassasiyet, cildin sertleşmesi, huzursuzluk, uykusuzluk, baş ağrısı ile başlayan, ellerde titreme, artan endişe, çevrede ses seda yokken sesler işitmek,korku, kaygı duyguları ile devam edip psikoz tablosuna kadar giden sinir sistemi şikayetleri ortaya çıkar.
B3 vitamini hangi yiyeceklerde bulunur:
sığır eti
brokoli
karnabahar
havuç
peynir
mısır unu
yumurta
balık
süt
patates
domates
B5 VİTAMİNİ ( Pantotenik Asit )
Depresyonla savaşmakta olan faydasının yanı sıra mide bağırsak sisteminin normal çalışmasına yardımcı olur; kolesterol, D vitamini, kırmızı kan hücreleri ve antikorların üretimi için gereklidir. Normal büyüme ve gelişmeyi destekler. Yiyeceklerin enerjiye dönüştürülmesine yardım eder. Birçok vücut materyalinin sentezine yardımcı olur. Böbrek üstü bezinin fonksiyonunu destekler, Enerji metabolizmasında gereklidir. Çeşitli böbrek üstü bezi hormonları, steroidler ve kortizonun oluşumunda hayati rol oynadığı için antistres vitamini olarak da tanımlanır. Ayrıca şunlara iyi gelir: yara iyileşmesi, stress, depresyon, alerji, alkolizm, karaciğer sirozu, kabızlık, yorgunluk, mide ülserleri, osteoartrit, romatoid artrit.
B5 vitamini eksikliği: Rafine ve işlenmiş yiyeceklerle beslenme ve antibiyotik etkisiyle barsak bakterilerinin ölmesi sonucu ortaya çıkar. Halsizlik, bitkinlik ve yorgunluk hissi ilk oluşan yakınmalardır. Topuklarda yanma ve ağrı, mide asitlerinde azalma ile iştahsızlık, kusma, barsak bozuklukları ve krampları, uykusuzluk, cilt bozuklukları, akne oluşumu, tekrarlayan üst solunum yolu enfeksiyonları, alerjik yakınmalarda artış eksiklik ile birlikte görülen etkilerdir.
B5 vitamini bulunan yiyecekler:
Dana eti
karaciğer
balık
tavuk
yumurta
peynir
fasulye
tüm tahıllar
hububatlar
karnabahar
bezelye
avokado
patates
mısır
kuru yemişler
B6 VİTAMİNİ ( Pyridoxine )
Vücutta diğer birçok vitaminden daha fazla hayati fonksiyonları destekleyici rol oynar. Karbonhidrat, yağ ve protein metabolizmasında yer alır. Hormonlar, kırmızı kan hücreleri, sinir hücreleri, enzimler ve prostoglandinlerin oluşumunda rol oynarlar. Ayrıca B6 vitamini iştahımızı, ağrıya karşı duyarlılığımızı, uyku düzenimizi, ruh durumumuzu etkileyen serotonin adlı maddenin yapımında da etkili olmaktadır. B6 vitamini bağışıklık sistemini güçlendirir, kolesterol birikimine engel olarak kalbi korur, böbrek taşı oluşumunu engeller. Karpal tunel sendromu, adet öncesi gerginlik sendromu, artritler, allerjiler , geceleri oluşan bacak kramplarının tedavisinde de kullanılır. B6 vitamini bir çok enzimin oluşumuna katılır. Örneğin, demirin hemoglobin yapısına katılmasını sağlayan enzimlerin içinde de bulunurlar. Ensefalopati ve polinevrit gibi nörolojik hastalıkların tedavisinde B6 vitamini etken madde olarak kullanılır.
B6 vitamini eksikliği: Eksiklik belirtileri diğer B Vitaminleri eksikliğinde görülenlere benzemektedir. Nevrit, EEG değişiklikleri, koordinasyon bozuklukları, duyu kusurları, dalgınlık, uykusuzluk, bebeklerde ve çocuklarda havale, kansızlık, huzursuzluk, sinirlilik, baş ağrısı, görme problemleri, sık enfeksiyonlara yakalanma, adale zayıflığı ve krampları oluşabilir.
B6 vitamini hangi yiyeceklerde bulunur:
pirincin ince zarında
bira mayasında
has buğday ununda (yani kepekli unda)
sebzede
marul
arpa
soya fasulyesi
yulaf
muz
avakado
tavuk eti
patates
ıspanak
bezelye
havuç
yumurta
balık
bütün hububatlar
Ancak B6 vitamini pişmeyle kolay yok olduğundan, elden geldiği kadar çiğ besinlerden yararlanmaya bakmalıdır.
P VİTAMİNİ (BİOFLAVONOİDLER)
Doğada bol bulunur.Bir çok P vitamini faktörü kanamalı skorbüt tedavisinde C vitaminiyle sinerjik (arttırıcı) etki gösterir.Ayrıca hepsi direncin artmasında ve kılcal damar geçirgenliğinin azalmasında önemli rol oynar.Doğada saf halde sarı renkte yaygın olarak bulunmaktadır. Suda çözünür ve C Vitaminine oldukça benzer özellikleri vardır. Genellikle ayni besinlerde bulunurlar. Kılcal damarlar vücudumuzdaki dolaşım sisteminde atar damar (temiz kan) ve toplar damar (kirli kan) arasındaki bağlantıyı sağlamaktadır. Hücrelere atar damar ile getirilen oksijen, besin dokularda kullanıldıktan sonra ortaya çıkan karbondioksit ve diğer atık maddeler toplar damarlar ile uzaklaştırılır. Bu alışveriş ancak kılcal damarlar aracılığı ile yapılabilir. Bu da bu damarların dayanıklılığı ve geçirgenliği ile mümkün olmaktadır. İşte P Vitaminin etkisi de burada ortaya çıkar.
C Vitamininin emilimini arttırır ve onu okside olmaktan korur. Dolayısı ile C Vitamininin etkili olduğu tüm konulara dolaylı yoldan katkı sağlar.
Kollajen doku denen destek yapının (vücuttaki hücrelerin hem bir arada tutunmasını hem de hücrelerin kendi zarlarının sağlamlığını sağlayan) sağlığı ve dayanıklılığına etkilidir.
En önemli etkisi kılcal damarların geçirgenliği ve yapısının korunması üzerine olan yararıdır. Kılcal damarların yırtılmasını ve kanamasını önler. Ayrıca bunların dayanıklılığı enfeksiyonlara karşı anlamlı bir koruyuculuk sağlar.
Alerjik olaylarda etkili histamin maddesinin salınışını azaltır.
P Vitamini Eksikliği
Belirtileri C Vitamini eksikliğine benzer. Ayrıca kılcal damar yırtılmaları ve kanamaları, İnflamasyon denilen dokuların şişme ve kızararak ağrılı bir hal alması oluşur.
P vitamini hangi yiyeceklerde bulunur:
Menekşe yapragı
marul
taze biber
mersin (murt)
portakal
yumurta
yer fıstığı
at kestanesi kabuğu
B12 VİTAMİNİ
Suda eriyen B12 özellikle sinir sistemi fonksiyonları için gereklidir. Folik asit ile birlikte doğum defektlerini önlemekte önemli rol oynar. Yine folik asit ve B6 vitamini ile birlikte kalp hastalıklarını ve damar tıkanıklığını önleyici rol oynamaktadır. Asetilkolin üretimini arttırdığı ve beyinde sinir iletimini düzenlediği için Alzheimer hastalığında koruyucu rolü olabileceği düşünülmektedir. Normal büyüme gelişmede olumlu rol oynar. Sinir hasarlarında tedavi edici rol oynar. Pernisiyöz anemi tedavisinde kullanılır. Mide barsak sisteminin bir kısmı cerrahi olarak çıkartılmış hastalarda oluşabilecek B12 vitamin eksikliğine bağlı belirtileri önler. Vejeteryanlarda ve birtakım emilim bozukluğu olan hastalarda oluşabilecek B12 vitamin eksikliğine bağlı belirtileri önler. Bağışıklık sistemini ve sinir sistemini güçlendirir. DNA molekülünü sentezler ve kırmızı kan hücrelerini üretirler.
B12 vitamini eksikliği: Hayvansal gıda alınmadığında bu eksikliğin etkileri kolaylıkla oluşur. Özellikle tam vejetaryen anne çocuklarında doğumdan itibaren eksiklik arazları ortaya çıkar. Sinir sistemindeki liflerde hasar oluşur,Bu durum ciddi sorunlara; pernisiyöz anemi denilen bir kansızlığa yol açabilir.Zihinsel ve sinirsel fonkisyonlar bozulabilir ve kulak çınlaması, hissizlik,uyuşukluk, unutkanlık, sabahları yataktan yorgun kalkma gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
B12 vitamini hangi yiyeceklerde bulunur:
B12 vitamini folik asit ile birlikte alınmalıdır.
Karaciğer
süt
yumurta akı
peynir
balık
et
karides
Dana eti
dana karaciğeri
böbrek
midye
dil balığı
ringa balığı
uskumru
sardalya
bitkilerde ise son derece az miktarda bulunur.
Sebzelerde ise B12 vitamini bulunmaz.
BİOTİN
Proteinlerin , karbonhidratların ve yağların enerjiye çevrilmesinde etkilidir. Biotin özellikle zayıf saç tırnaklar ve yorgunlukta kullanılır. Uzun süreli antibiyotik, alkol tüketen kişilerde biotin miktarı azalır. Yapılan araştırmalar Biotinin yararlı olması için 6 ay boyunca alınması gerektiğini göstermektedir.
Yağ metabolizmasına etkili olan biotin, yağ üretimi ve yağ asitlerinin yapılması için gerekli olduğu gibi DNA ve RNA yapımında da önemli rol oynar. Bir çok enzimin yapısına giren biotin, bu sayede gıdaların vücuda yararlı hale getirilmesini sağlarlar. Kan şekerini düşürür. Saç dökülmesini ve beyazlamasını yavaşlatır. Cilt sağlığı için gereklidir.
Biotin eksikliği: Biotin eksikliğinde anemi , egzama , mukozada yaralar , saç , kaş , kirpik dökülmesi , tırnaklarda zayıflık, halsizlik, iştahsızlık, adale incelmesi ve ağrıları, kuru, pullu ve hassas bir cilt, kansızlık ve kalp sorunları, saçlarda beyazlama ve dökülme, kan kolesterol seviyesinde artma ve gözlerde kızarma görülür.
Biotin hangi yiyeceklerde bulunur:
Maya
Yumurta sarısı
Soya fasulyesi
Karaciğer
Balık
Süt
C VİTAMİNİ (Askorbik asit)
C vitamininin başlıca rolü doku bağlarını tutan ana protein maddesi olan kollageni üretmek ve bağışıklık sistemi, sinir sistemi, hormonlar ve besinlerin emilimi fonksiyonlarına (E vitamini ve demir gibi) destek olmaktır. Göz merceği ve akciğer gibi yapılarda antioksidan olarak çalışır. C vitamini ayrıca antioksidan yapıda olan E vitaminine dönüşebilir. Yüksek dozda alınması halinde ne gibi yararlar getireceği yolunda çalışmalar sürmekle birlikte, beta karoten gibi, antioksidan etki nedeniyle, kanser, kalp-damar hastalıkları ve katarakta yakalanma ihtimalini azalttığı belirlenmiştir. Ayrıca, soğuk algınlığı gibi hastalıklara karşı da direnci arttırmaktadır.
C vitamini eksikliği: Eksikliğinde oluşan en ağır durum skorbüt hastalığıdır. Bunun dışında diş eti kanamaları ve çekilmeler, enfeksiyonlara karşı dayanıksızlık ve zor iyileşme, deride küçük kanamalar, halsizlik ve iştahsızlık görülen diğer belirtilerdir. Eksikliğin artması durumunda burun kanamaları, ağız içinde yaralar, diş kayıpları, eklem şişmeleri, kemik ağrıları ve nefes darlığı görülmektedir. Çocuklarda büyümenin yavaşlaması, enfeksiyonlara karşı vücut direncinin azalması ve sık mikrobik hastalıkların gelişmeye başlaması gibi bir çok sağlık sorununun C vitamini ile ilişkili olduğu düşünülmektedir.
C Vitamini hangi yiyeceklerde bulunur:
kuşburnu
muz
taze sebze
maydanoz
kabak
soğan
domates
lahana
ıspanak
kıvırcık
biber
D VİTAMİNİ
İnce barsaklardan kalsiyum ve fosforun emilimini düzenleyerek kemik büyümesi, sertleşmesi ve tamiri üzerinde etkili olur. Raşitizmi önler. Böbrek hastalıklarında düşük kan kalsiyumu seviyesini düzenler. Postoperatif kas kasılmalarını önler. Kalsiyumla birlikte kemik gelişimini kontrol eder. Bebekler ve çocuklarda kemik ve dişlerin normal gelişme ve büyümesini sağlar. Güneş ışığı bakımından yetersiz bölgelerde yaşayan çocuklar. Yetersiz gıda alan ve fazla kalori yakan kişiler, 55 yaşın üzerindekiler, özellikle menapoz sonrası kadınlar, emziren ve hamile kadınlar, alkol veya uyuşturucu kullananlar, kronik hastalığı olanlar, uzun süredir stress altında olanlar, yakın geçmişte ameliyat geçirmiş olanlar, mide-barsak kanalının bir kısmı ameliyat ile alınmış olanlar, ağır yaralanma ve yanığı olan kişilerin D vitaminine özellikle ihtiyaçları vardır.
D vitamini eksikliği: Huzursuzluk, baş terlemesi, kaşıntı, uyku bozuklukları, ileriki aşamalarda kas güçsüzlüğü, kafatasında yumuşama, asimetri, bebeklerde büyümüş bıngıldak, kafatası büyüklüğü ve geciken bıngıldak kapanması, dişlerin geç çıkması, diş çürümeleri, diş minesi bozuklukları, kaburgalarda kemik ve kıkırdak bileşiminde raşitik tesbih taneleri, uzun kemiklerin bükülmesi, kemiklerde çabuk kırılmalar ile sırt kemiğinde eğrilikler ve kalça kemiğinde bozukluklar D vitamini eksikliğinde yaşanan şikayetlerdendir.
D vitamini hangi yiyeceklerde bulunur:
Güneş ışığı
Balık yağı
Karaciğer
Yumurta sarısı
E VİTAMİNİ(Tokoferol)
Göz sağlığı için hayati önem taşır. Retina gelişimi için önemli bir oynar. Katarak yapıcı etkilere karşı önemli bir koruyucu biridir. Vücuda alınan ağır metaller, zehirli bileşikler, radyasyon ve bazı ilaçların yarattığı toksinlere karşı koruma sağlar. Virüslerden kaynaklanan hastalıklara karşı vücudun direncini yükseltir. Timus bezi ve alyuvarları korur. Bağışıklık sistemi için önemli vitaminlerden biridir.
Yapılan araştırmalar E vitamininin yaşlanmaya bağlı hafıza kayıplarının önlenmesinde olumlu etkisi olduğunu kanıtlamıştır. Ayrıca yaşlanmaya karşı koruyucu etkisi de bulunur. Toksin maddelerin vücutta yarattığı tahribatı da azalttığı ortaya çıkmıştır.
Kırmızı kan hücrelerinin sağlıklı gelişimi ve çoğalması için gereklidir. Kalbe yararlı olan HDL kolesterol oranını yükseltip, zararlı olan LDL kolesterolünü azaltır. Kandaki kolesterol oranını dengeye sokar. Kaslar ve cilt sağlığı için de önemli bir vitamindir.
Hava kirliliğinden dolayı akciğerde ve ağızda oluşan olumsuz etkiyi azaltır.
Kalp krizine, kansere, Alzheimer’e, katarakta karşı koruyuculuğu olduğu üzerinde ciddi veriler toplansa da, henüz bu konudaki yararlan kanıtlanmamıştır.
Biber ve diğer yeşil sebzeler E vitamini açısından zengin besinlerden.
Çok fazla alkol tüketenler, doğum kontrol hapı kullananlar, yeterli miktarda oksijen alamayanlar, E vitamini açısından riskli gruba girerler. Her vitamin gibi E vitaminin de uygun miktarda alınması gerekir. Çok fazla alındığı takdirde, uyuşturucu kullanılmış gibi kişinin hareketlerinde değişikliklere yol açabilir.
E vitamini eksikliği: E vitamini özellikle metabolik hızın arttığı ergenlik çağında vücuttaki zararlı maddeleri temizleyici etkisi ile oldukça önemlidir. E vitamini eksikliğinde kansızlık ve vücutta sıvı toplanmasına bağlı şişkinlikler görülmektedir.
E vitamini hangi yiyeceklerde bulunur:
Buğday
pirinç
mısır
darı
çavdar
marul
soya
yerfıstığı
kabak çekirdeği
badem
susam
ceviz
zeytinyağı
ayçiçek yağı
mısırözü yağı
pamukyağı
K VİTAMİNİ (Naftokinon)
Kan pıhtılaşmasında önemli rol oynar. Bazı çalışmalar özellikle yaşlılarda kemikleri güçlendirdiğini göstermektedir.Kanser oluşum riskini azaltır .
Kemik metabolizmasını düzenler .
K vitamini eksikliği: K vitamini özellikle pıhtılaşma için oldukça gerekli bir vitamindir. Eksikliği diş etinde kanamalar, yaralar, burun kanamaları gibi şikayetler yaratabilir.
K vitamini hangi yiyeceklerde bulunur:
Lahana
karnıbahar
ıspanak
soya fasülyesi
tahıllarda
Buğday kepeği
FOLİK ASİT (B9 Vitamini)
Hücre oluşumunu sağlayan Folik Asit sağlığımız açısından oldukça önemli bir yere sahiptir. Öyle ki Folik Asit’in vücutta azalması kanser ve kansızlık riskini gündeme getireceğinden, ihmal edilmemesi gereken unsurlardan bir tanesidir. Folik Asit yetersizliği doğacak bebeklerin özürlü olma tehlikesine neden olduğundan anne adayları bu konuya daha fazla dikkat etmelidirler.Özellikle hücre bölünmesinde ve hücrenin genetik yapısının oluşmasında önemli rol oynayan folik asit, gebeliğin erken dönemlerinde, bebeğinizin merkezi sinir sisteminin gelişimi için fazlasıyla gerekli bir maddedir. Embriyo, gebeliğin ikinci ve on ikinci haftaları arasında yeterli folik asit alamazsa özellikle beyin ve omurilik ile ilgili anormallikler olmak üzere doğumsal gelişim bozuklukları görülme riski artabiliyor. Ayrıca kan yapıcı organların etkilenmesine bağlı olarak annede kansızlık gibi belirtiler ortaya çıkabilir Çok fazla aspirin kullanmak, kolestrol düşürücüler, doğum kontrol hapları, sara ilaçları ve alkol da vücuttaki folik asit miktarını azaltır. Aynı zamanda yaşlılık Folik Asit depolarını eriten bir başka etken olarak gösterilebilir.
Folik asit eksikliği:Hafif folik asit eksikliği toplumda oldukça yaygındır. Daha ağır eksiklik durumlarına ise anemide rastlanır.Anemi belirtileri uyuşukluk, yorgunluk, çaba harcandığında nefes darlığı, deride ve mukozada solgunluktur.Folik asit eksikliği çoğu kez dış belirtiler sonucunda değil, kan testleri sonunda, kişide anemi olduğu anlaşılınca ortaya çıkar. Hafif eksikliklerde kişide deprasyon görülebilir. Daha ağır eksikliklerde ise sinirler hasara uğrar, periferik nevropati oluşabilir.
Folik asit hangi yiyeceklerde bulunur:
Karaciğer
Kuru baklagiller
Yumurta
Portakal
Alabalık
Ispanak
Brokoli
Lahana