Dünya ve ahiret saadetine kavuşmak için biricik yol, Müslüman olmaktır. Müslüman olmak için, Allahü teâlânın var olduğuna, bir olduğuna, her şeyi gördüğüne, bildiğine, her şeyi Onun yaptığına [yarattığına] ve Muhammed aleyhisselâmın Peygamber olduğuna ve öldükten sonra, Cennet denilen yerde sonsuz nimetler, tatlı hayat olduğuna ve Cehennem denilen yerde sonsuz olarak ateşte yanmak olduğuna ve Müslüman olanın Cennete gideceğine, Müslüman olmayanın, yani işittikten sonra inanmayanın, inkâr edenin, Cehennemde sonsuz olarak yanacağına inanmak lâzımdır. Dünya nüfusunun yüzde doksandan fazlası, yani bütün Hıristiyanlar, bütün Yahudiler, Avrupa’daki, Amerika’daki bütün siyaset ve devlet adamları, bütün fen adamları, kumandanlar, Brehmenler, Budistler, ateşe, putlara tapanlar, öldükten sonra tekrar dirileceğimize, Cehennemde sonsuz azap olduğuna inanıyor. İnanmamak, dünyadaki bütün ilim, fen ve siyaset adamlarına uymamak olur. Böyle kimse tam gerici ve ahmaktır. İnanmak yalnız laf ile olmaz. kalp ile olur. Kalpte iman bulunduğunun iki alâmeti vardır: Söz ve iş!.. Dünya zevklerine düşkün, gâfil, can yakan ve başkasının malına, namusuna saldıranlar İslam dinini gençlerden saklıyorlar ise de, aklı olan bir insanın, fen, biyoloji ve astronomi bilgilerini öğrenince, dinleri inceleyerek, akla, ilme uygun olan İslam dinini seçmesi icap eder. Bunu başaramayanın da, bütün dünyanın inandığı, Cehennemde sonsuz yanmak tehlikesi karşısında, korkarak, titreyerek hemen Müslüman olması lâzımdır. Yine inanmazsa, akla uymamış olur. (Tam İlmihâl s. 1064)