hacivat : Ooofff, hayy hak!.. Perde - i zevk - ü safâdır amma, perde - i ziyân değil. Perde - i bî cefâdır hem de, vallahi yalan değil. Bir seyr - i ibret oluptur ibret ile bakana. Perdemiz bir hazz - ı dâimdir, kalplere talan değil. Bizleri okumak için sabırla bekleyen ameli hak, alnı ak, yüreği pak, siz okurlarımıza duâcıyız efendim. Ben bendeniz, ben duâcınız, ben aklı akl - ı selîm, ben fikri fikr - i sâlim, eli yüzü temiz, sözleri tatlı...
karagöz : Hoş geldin solucan suratlı!
hacivat : Efendim o söylese ben dinlesem, ben söylesem o dinlese...
karagöz : şu hacivat’ı da kartal alıp kaçırıverse...
hacivat : Vay karagözüm, ikindi - i şerifleriniz hayırlı olsun.
karagöz : Seni de kapalıçarşıda yankesici soysun.
hacivat : Aman karagözüm, hırsız deme. Zâten bir tanıdığın evine hırsız girmiş, evde bir çıt sesi duysam hırsız diye ödüm kopuyor.
karagöz : Aman efendim, evine hırkasız girmekte korkacak ne var. Eğer ev soğuksa biraz üşütürsün o kadar.
hacivat : Ne hırkasızı karagözüm hırsız girmiş, hırsız.
karagöz : Kim o arsız, vay arsız vay!
hacivat : öyle değil karagözüm, yâni korkuyorum, gece uyurken eve birisi girip, bütün eşyâları alacak diye.
karagöz : Birisi eşkıyaları salacak diye korkmayın efendim, bu ülkede polis var, devlet var.
hacivat : Polis var da karagözüm, hırsızı ancak çaldıktan sonra yakalarlar, çalmadan önce nasıl bilecekler. Alnında hırsız yazmıyor ya...
karagöz : Altında hayırsız yazar mı hiç efendim? öyle olsa kim alır o malı?
hacivat : Aman karagözüm boşver. Sen söylesene bana, hiç küçükken bir şey çaldın mı?
karagöz : çaldım tabii...
hacivat : Ne çaldın?
karagöz : Kapının zilini çaldım, düdük çaldım sonra halamın düğününde zurna çaldım
hacivat : öyle değil karagözüm, yâni bir kimsenin bir şeyini izinsiz aldın mı diyorum.
karagöz : Zilsiz kalır mıyım hiç efendim. Ben zurna çalarken, yeğenim de zil çalıyordu.
hacivat : A karagözüm, sana nasıl anlatayım? şimdi bakkala girersin, kutuda güzelim şekerler duruyordur ve senin de hiç paran yoktur, ne yaparsın o zaman?
karagöz : Ne mi yaparım? Yazdırır deftere alırım beş on tâne. Sonra da şapırdata şapırdata yerim.
hacivat : Peki bakkal veresiye vermiyorsa ne olacak?
karagöz : O zaman da kredi kartıyla alırım.
hacivat : Diyelim ki kredi kartını evde unuttun...
karagöz : Sen ne güne duruyorsun, gelir senden borç isterim.
hacivat : Diyelim ki, benim de param bitmiş, ay sonu...
karagöz : Aman hacivat, sen bakkaldan yana mısın, benden yana mı yâhu?
hacivat : Sen cevap versene karagözüm, ne yaparsın?
karagöz : Istediğini söylemeyeceğim işte efendim, söylemeyeceğim!
hacivat : Ne söylemeyeceksin?
karagöz : çalarım demeyeceğim, var mı? çalmam, çünkü hayâtımda hiçbir zaman kimsenin bir şeyini çalmadım. çünkü daha küçücük çocukken bana öğretildi ki başkasının bir şeyini izinsiz almak hem ayıp, hem günâhtır.
hacivat : Işte şimdi güzel söyledin efendim. Ben de sana bunu söyletmeye çalışıyorum. Bu işin başı eğitimdir. Insanları eğitirsek, polisin işi de azalır.
karagöz : Onlar da, işsizlikten seni tutup hapse atarlar...
hacivat : Hoş olsun külhânî, yıktın perdeyi eyledin vîrân, varıp sâhibine haber vereyim hemân.
karagöz : Her ne kadar kusur ihsan ettikse af ola
To view links or images in signatures your post count must be 0 or greater. You currently have 0 posts.
Güzel günler yakın.
To view links or images in signatures your post count must be 0 or greater. You currently have 0 posts.