
Ben çok notalardan geçtim tanrım,
neşeli şarkıların potrelerine sarkıttım iplerimi
yamalı kalbimin iplerini sardım boynuma.
insan neşeli bir şarkıda da ölebilir.
ben çok evden geçtim tanrım,
çiçekli perdeli pencerelerinden sarkıttım kendimi
biri beni itebilsin
itebilsin diye çok kan kustum avuçlarına.
o kanlarla yıkadılar beni.
ben çok gönülden geçtim tanrım,
hepsinde kafama sıktım.
kafama sıktığım kurşun onların da gönüllerini parçalayınca
parçala böldüler beni
istediklerini parçayı alıp;
devam et. dediler.
ben çok evden geçtim tanrım.
kalbimse, bir çok elden.
peçete muamelesi görmek üzdü onu. -bu aramızda kalsın-
insan neşeli bir şarkıda kafasına sıkabilirmiş.
bu hepsi.
üzücü bir durum bu.
kandan korkmayan insanlar bunlar tanrım.
birini üzmekten korkmamaları hep korkuttu beni.
yol yoktu ama.
yürüyeceksin demeleri bundandı sanırım.
çiçekli perdeli pencereleri vardı ama.
neyse tanrım.
bir sigara lekesi kaldı bacağımda.
seviyorum onu.
kendi kararımdı.