Forum Düzeni
Üye Günlüğü
Üyelerimizin kişisel sayfaları olarak da kullanabilecekleri, günlük tutabilecekleri ve hoşuna giden resim, yazı, video paylaşımlarında bulunabilecekleri bölüm.
Kullanıcı Etiket Listesi

Like Tree97Beğeni(ler)

Seçenekler
Seçenekler
Stil
Üyelik tarihi: 17 Temmuz 2018
Nereden: Tel'aran'rhiod
Mesajlar: 6.699
Konular: 883
Cinsiyet:Bay
Seslenenler: 664 Mesaj(lar)
Etiketleyenler: 73 Konu(lar)
Alınan Beğeni: 2144
Verilen Beğeni: 1250
Nereden: Tel'aran'rhiod
İlişki Durumu: Yok
Burç: Boga
Takım: Galatasaray
Rep Gücü: 48
Farkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond repute

Standart Cevap: Börü Tonga'nın Otağı

06 Temmuz 2019
3700 Yıl Önce Lut Gölü Civarına Düşüp Tüm Yaşamı Yok Eden Meteor
MÖ 1700 civarında Lut Gölü olarak bildiğimiz Ölü Deniz'in hemen kuzeyine dev bir meteor düşmüş ve 500 kilometre karelik bir alanda büyük tahribat oluşturmuş.


milatta önce 1700 yılı civarında, ölü deniz'in (bkz: lut gölü) hemen kuzeyinde gerçekleştiği artık kesinleşmiş bir hadisedir.

buluntulara ve bilimsel kanıtlara göre, yüzeye meteor düşmemiş ancak sibirya'daki tunguska olayı'nda olduğu gibi havada infilak etmiştir. 500 kilometre kare kadar bir alanda çok büyük tahribat olmuş, bereketli toprak örtüsü bile yok olmuştur. bölgede bulunan toprak kapların yüzeyleri camlaşmış, toprağın içinde bulunan zirkon elementleri gaza dönüşmüştür.


bu kanıtlar sebebiyle patlama sırasında ortaya çıkan ve yüzeyin maruz kaldığı sıcaklığın 4.000 santigrad derecenin üzerinde olduğuna kesin gözüyle bakılıyor. çok yüksek ihtimalle bölgede bulunan her insan, hayvan, bitki ve diğer canlılar sadece bu sıcaklık yüzünden bile anında ölmüştür. olayın gerçekleştiği bölgenin bugünkü ismi tall el-hammam'dır.

bu olayın kutsal kitaplarda alatılan sodom ve gomore şehirlerinin tanrı tarafından yok edilmesi hikayesinin kaynağı olduğu düşünülüyor.

Bilim insanları bu olayı nasıl açığa çıkardı?
tall el-hammam'da bulunan 3700 yıllık çömleklerde ilginç bir durum fark edilmiş. çömleklerin dış yüzeyi cam haline gelmiş durumdaymış. yine çömleğin içinde kullanılan, zirkon isimli bir değerli madde de aşırı ısı dolayısıyla gaz haline dönmüş. bunun gerçekleşmesi için aşağı yukarı 4000 santigrat derece sıcaklık gerekli. bu ani sıcaklık artışı anlık bir olaya benziyor, yani sıcaklık sürekli devam etmemiş. bundan mütevellit bu çömlekler yanıp kül olmamışlar ve bugüne kadar ayakta kalmışlar.

asteroidin çarpması sonrası bir tsunami da yaşanmış olabilir diyor araştırmacılar. bunun sonucunda hala hayatta olan insanlar bölgeyi tamamen terk etmek zorunda kalmışlar. lakin bu durum sadece söz konusu bölgeyi ilgilendiriyor. tall el-hammam'ın batı, doğu ve kuzeyinde olan şehirler varlıklarını sürdürmüşler.


söz konusu bölgenin incil'de anlatın sodom ve gomore hikayesinin geçtiği bölge olabileceğini söylüyorlar. biz bu hikayeyi "lut kavmi'nin helakı" olarak biliyoruz. konu ile alakalı birtakım ayetler yazıyorum:

"ne zaman ki emrimiz geldi, o ülkenin altını üstüne getirdik ve üzerilerine istif edilip pişirilmiş çamurdan taşlar yağdırdık." (11:82)

"hem o lût kavminin bulunduğu şehir harabesi bir yol üzerinde bulunmaktadır." (15:76) (tall el-hammam olabilir mi acaba?)

To view links or images in signatures your post count must be 0 or greater. You currently have 0 posts.
Üyelik tarihi: 17 Temmuz 2018
Nereden: Tel'aran'rhiod
Mesajlar: 6.699
Konular: 883
Cinsiyet:Bay
Seslenenler: 664 Mesaj(lar)
Etiketleyenler: 73 Konu(lar)
Alınan Beğeni: 2144
Verilen Beğeni: 1250
Nereden: Tel'aran'rhiod
İlişki Durumu: Yok
Burç: Boga
Takım: Galatasaray
Rep Gücü: 48
Farkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond repute
Standart Cevap: Börü Tonga'nın Otağı
06 Temmuz 2019
1908'de Dünya'nın Manyetik Alanının Değişmesine Neden Olan Gizemli Olay: Tunguska
1908'de Sibirya'da meydana gelen ve sırrı hala çözülemeyen Tunguska Olayı'na biraz yakından bakalım.


30 haziran 1908 tarihinde sibirya'nın tunguska taygası üzerinde büyük bir patlama oldu. patlamadan 20 milyon km2'lik bir alan etkilendi, onmilyon ağaç yok oldu, yüzbinlerce hayvan öldü. dünyanın manyetik alanında değişiklikler saptandı.

1927' de bölgede yapılan ilk incelemede herhangi bir meteor izine rastlanmadı. patlamaya ilişkin anti madde çarpışması, kara delik ya da nükleer enerjiyle çalışan bir uzay gemisi varsayımları bugüne kadar çözülemedi.


danimarkalı araştırmacılar, 1908 yılında sibirya üzerinde meydana gelen ve 500 hektar ormanı yok eden patlamaya, dünya yakınlarından geçen bir kuyruklu yıldızdan kopan büyük bir parçanın yol açmış olabileceğini açıkladılar. kopenhag’daki ulusal müze ve danimarka yerbilim araştırmaları kurumu’nun karbon–14 ölçüm laboratuarı’ndan kaare lund rasmussen ve ekibi, bu sonuca bölgeden aldıkları bir yüzyıl yaşındaki turba örneklerini inceleyerek varmışlar. turba, çürüyen bitkilerden oluşan bir tür yer kömürü.

araştırmacılara göre "tunguska olayı" 1-10 milyon ton ağırlığında bir buz kütlesinin orman üzerinde patlamasıyla meydana gelmiş. rasmussen, buz kütlesinin, her 3,3 yılda bir dünya’nın yanından geçen encke kuyrukluyıldızı’ndan koptuğu görüşünde. olay tarihinde bölgede bulunan çoban ve göçebeler, 30 haziran 1908 günü patlamadan hemen önce gökten parlak bir cismin düştüğünü söylemişlerdi.

hiroşima’ya atılan atom bombasından 650 kat daha güçlü olan patlama 1000 km uzaktan duyulmuştu.

patlamanın yol açtığı şok dalgası, merkez bölgesinin yarıçapı dışındaki 20 km genişliğinde bir çember içindeki tüm ağaçları devirirken, merkezdeki ağaçlar ayakta kalmış, ancak tüm yaprakları dökülmüştü.

bugüne değin tunguska üzerinde patlayanın büyük bir meteorit olduğuna inanılıyordu. ancak rasmussen, bir meteorit patlamasının yol açması gereken kraterin ne bölgede yapılan araştırmalarda, ne de uydu görüntülerinde saptanabildiğine işaret ediyor. danimarkalı araştırmacı, "patlayan cismin, yüzde 99,5’i donmuş su ve metandan oluşan bir buz parçası olduğunu düşünüyorum" diyor. rasmussen, şaşırtıcı bir başka bulgunun da inceledikleri turbanın 1908 yılına ait katmanlarında pek az iridyuma ve karbon-14 izotopuna rastlanması olduğunu söylüyor. iridyum, meteoritlerde bulunmasına karşın dünya’da çok az rastlanan bir element. buna karşılık dünya atmosferine giren buz parçasında büyük ölçüde normal karbon-12 ve özellikle karbon-13 izotopu bulunuyormuş
.

araştırmacıya göre turba örneklerindeki iridyumun çeşitli karbon izotoplarına oranı ve bir takım başka özellikler, düşen cismin bir kuyrukluyıldızdan geldiğini kanıtlıyor. rasmussen ayrıca, düşen buz parçasının milyarlarca yıl önce oluştuğunu belirtiyor. kanıt, yarılanma ömrü 5730 yıl olan karbon-14’ün hemen tümüyle yok olması.

olayla ilgili izlediğim belgeselde ortaya atılan iddialar; meteor, top şimşek, tektonik faaliyetler, kuyrukluyıldız ve asteroid şeklinde sıralanıyordu. 1990lardan günümüze özellikle bir grup italyan bilimadamının düzenli yaptığı araştırmalar sonucu diğerlerinden ayrışan en güçlü iddia asteroid taklidi yapan kuyrukluyıldız çarpmasıymış. güneşten uzaklaşıp aktifliğini kaybeden kuyrukluyıldız dünyaya yaklaştıkça sürtünmeden dolayı sibirya semalarında patlamış, aynı zamanda hızını alamayıp bir de 5.5 şiddetinde deprem meydana getirmiş.


bu şekilde yörüngeden çıkan kuyrukluyıldızlar yapısındaki önemli gazları kaybettiği için asteroide benzerlermiş, yoksa tam gaz bir kuyrukluyıldız çarpsa tüm gezegen yok olurdu görüşü zaten çoktan kabul edilmiş.

yine en fazla itibar gören iddia bu oluyor, çünkü tunguskadaki ağaçlardan alınan örneklerde dünyamızda bulunmayan bir karbon izotopuna rastlanmış ki, bu türden karbon yapısı zaten asteroid ve kuyrukluyıldızı oluşturan maddelermiş.

To view links or images in signatures your post count must be 0 or greater. You currently have 0 posts.
Üyelik tarihi: 17 Temmuz 2018
Nereden: Tel'aran'rhiod
Mesajlar: 6.699
Konular: 883
Cinsiyet:Bay
Seslenenler: 664 Mesaj(lar)
Etiketleyenler: 73 Konu(lar)
Alınan Beğeni: 2144
Verilen Beğeni: 1250
Nereden: Tel'aran'rhiod
İlişki Durumu: Yok
Burç: Boga
Takım: Galatasaray
Rep Gücü: 48
Farkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond repute
Standart Cevap: Börü Tonga'nın Otağı
06 Temmuz 2019
Baltacı Mehmet Paşa, Rus Çariçesi I. Katerina'yla Birlikte Oldu mu?
İki kez Osmanlı Sadrazamlığı görevini üstlenen Baltacı Mehmet Paşa, Osmanlı'nın en büyük dedikodularından birinin kurbanı oldu.


baltacı mehmet paşa hakkında yapılan 1. katerina muhabbeti tamamen yalandır. bu yalanı atanlar neredeyse 300 senedir "hacı adam kadın için satmış savaşı." diyerek sağda solda gezerler ancak bu konu hakkında en ufak bir bilgileri bile yoktur. fakat olayın aslı şudur:

osmanlı ordusu, rus ordusunu bataklığın birinde kıstırmıştır. osmanlılar, sayıca üstün olmalarına rağmen teknoloji olarak ruslardan bir hayli geridedirler. misal olması açısından şunu diyebilirim: osmanlı ordusunun topları 300 metre menzilli ve yivsizken, rus topları 2 km menzilli ve yivli toplardır. yani osmanlı neredeyse 150-200 yıl önceki teknolojiye sahiptir diyebiliriz.

bir de işin asıl can alıcı noktası şudur: osmanlı ordusunun içinde tarihçi raşid isminde bir vakanüvis vardır. bu adamlar, padişahlar sefere çıkmayı bıraktıktan sonra orduyla sefere giderler, ne görürlerse yazarlar, hatta gizli toplantılara dahi girebilirlerdi. daha sonra bu yazılanlar istanbul'da divan-ı hümayun'da okunur ve eğer paşanın bir hatası varsa gereği yapılır, başarısı varsa ona göre mükafatlandırılırdı. bir nevi padişahın gözü kulağıydı vakanüvisler.

şimdi savaşa dönelim. neyse komutanlar toplanır, ruslara saldıralım, onları imha edelim derler ve saldırır osmanlı. fakat ruslar, saldırıyı hiç zorlanmadan püskürtür. tarihçi raşid şöyle yazar "allah'tan ikindi vakti hücum ettik, hava karanlık olduğu için ruslar tüm osmanlı ordusunu değil, yalnızca ordunun bir kısmını geri püskürttüklerini sandılar. yoksa halimiz duman olurdu." bu sırada çariçe katerina, rus ordusuna katılır. askerlerin ellerindeki altın gümüş vs. ne varsa vermelerini ve bunu osmanlıya vereceklerini söyler. dediği yapılır, her şey eritilip baltacı mehmet paşa'nın önüne getirilir. şimdi baltacı'nın ne düşündüğünü tahmin etmek çok kolay; adam duruma bakınca şunları görüyor:

1. adamlar zaten senden güçlüler. birde kaçacak yerleri olmadığı için ölümüne savaşacaklar.
2. yeniçeriler durmadan huzursuzluk çıkarıyor.
3. adamların çariçesi ayağına altınlarla, hazinelerle gelmiş ve sunacağın her türlü şartı kabul edecek.

baltacı da tabii ki anlaşma yoluna gidiyor. yaptığı anlaşmada rus ordusunun silahlarını bırakması maddesini koyuyor ve istanbul'a dönüyor. istanbul'a dönüldüğünde baltacı'nın ayağını kaydırmak isteyen bir kısım devlet adamları şu meşhur "çadırda seks" yalanını ortaya atıyorlar. divan-ı hümayun toplantısında tarihçi raşid'in yazdıkları okunuyor ve baltacı mehmet paşa haklı bulunuyor. tabii adamın o sırada yaşının 90'ın üzerinde olduğunu söylemek gerekir. ama tabii bizim milletin kafası hep bel altına çalıştığından nedense gerçeğe değil de 1 günde çürütülen fakat 300 yıldır tekrarlanan iftiraya inanmayı tercih ediyorlar.

To view links or images in signatures your post count must be 0 or greater. You currently have 0 posts.
Üyelik tarihi: 17 Temmuz 2018
Nereden: Tel'aran'rhiod
Mesajlar: 6.699
Konular: 883
Cinsiyet:Bay
Seslenenler: 664 Mesaj(lar)
Etiketleyenler: 73 Konu(lar)
Alınan Beğeni: 2144
Verilen Beğeni: 1250
Nereden: Tel'aran'rhiod
İlişki Durumu: Yok
Burç: Boga
Takım: Galatasaray
Rep Gücü: 48
Farkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond repute
Standart Cevap: Börü Tonga'nın Otağı
06 Temmuz 2019
Dokuz Sene Roma'ya Hükmetmiş İmparator Justinus'un İlgi Çekici Hayatından Kısa Bir Özet
Sözlük yazarı "kase", imparatora ait ilginç hayat hikayesini anlatmış.


518-527 arasında hüküm süren bizans imparatoru. dardania'lı (günümüzde balkanlar), okuma yazma bilmeyen fakir bir trak-roma köylüsüydü ve asıl mesleği domuz çobanlığıydı.

balkanlar'da barbar istilası başlayınca justinus, köyden iki arkadaşıyla kaçıp konstantinopolis'e sığınır. o kadar fakirlerdir ki, üzerlerindeki eski püskü giysiler ve yolda azık olarak yanlarına aldıkları bir torba ekmekten başka hiç bir varlıkları yoktur. justinus bizans ordusuna yazılır ve yeteneği sayesinde orduda yükselip general rütbesine kadar ulaşır. imparator 1. anastasius öldüğünde, justinus saray muhafızlarının komutanı olarak nüfuzlu bir konuma sahip durumdadır.

şehirdeki bütün askerlere komuta ettiği ve askerler tarafından sevildiği için justinus, ordunun da desteğiyle geride varis bırakmayan anastasius'un yerine imparator olur. tahta oturduğunda neredeyse 70 yaşındadır ve okuma yazması yoktur.

justinus asker olduğundan devlet işlerinden anlamadığının gayet farkındadır, bu yüzden devlet işlerinde yardım etmeleri için o devirde mümkün olan en kaliteli eğitimi alan yeğeni justinianus başta olmak üzere çevresini muteber danışmanlarla doldurur. çocuğu olmayan justinus, yeğeni justinianus'u daha sonra evlat edinip yerine varis olarak hazırlar.

justinus, aristokrat sınıfın alt sınıflardan kişilerle evlenmesini yasaklayan kanunu kaldırarak o devrin toplumunda büyük skandala yol açar. bu kanun kaldırılınca, imparatorun yeğeni ve varisi olan justinianus hafifmeşrep bir erotik tiyatro oyuncusu olan theodora ile evlenip bütün aristokrasinin ağzını beş karış açık bırakır ve devrin en büyük sansasyon konusu olur. 527 yılında justinus ölünce, justinianus tek varis olarak tahta oturur.

balkanlar'da fakir bir domuz çobanıyken, üstündeki paçavra gibi kıyafetlerden başka bir şeyi olmadan sığıntı olarak geldiği konstansinopolis'te imparator olarak tahta çıkan bir adamın hayatının kısa özetini okudunuz efendim.

To view links or images in signatures your post count must be 0 or greater. You currently have 0 posts.
Üyelik tarihi: 17 Temmuz 2018
Nereden: Tel'aran'rhiod
Mesajlar: 6.699
Konular: 883
Cinsiyet:Bay
Seslenenler: 664 Mesaj(lar)
Etiketleyenler: 73 Konu(lar)
Alınan Beğeni: 2144
Verilen Beğeni: 1250
Nereden: Tel'aran'rhiod
İlişki Durumu: Yok
Burç: Boga
Takım: Galatasaray
Rep Gücü: 48
Farkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond repute
Standart Cevap: Börü Tonga'nın Otağı
06 Temmuz 2019


Los Angeles Sırları

Filme bakınca kadro bir kere on numara! Kevin Spacey, Russel Crowe Guy Pearce..Guy Pearce ilk bana monte cristo kontunda ki rolünü aklıma getirdi ama bakınca iron man 3'de ki kötü adam da oymuş. Filmlerini aslında takip etmeli. Russel Crowe'un en güzel yılları..Kevin Spacey'e laf yok zaten Kirli polislerin içinde herkes kendi yolunu bulmaya çalışıyor bir türlü. Kimi fırsatları kullanıyor hem adalet hem kar elde edebiliyorlar. İçeri atılan organize suç örgütünün liderinin yerini doldurmaya çalışanlarla polisin çekişmesini harika anlatıyor. Kirli polisler olunca kime nasıl güveneceğin büyük bir muamma oluyor..He bir de söylemeden edemicem film de The Mentalist'in baş rolü de oynuyor. Hani Patrick Jane adlı sarışın medyum. Gençliği ile renk katmış. Tanıdık simaları görünce insana film daha güzel geliyor..Birde şöyle bir şey var Russel Crowe kadınlara şiddet uygulayanlara karşı sert olan bir polis..Çok hoşumuza gidecek bir davranış ama bir sahne de kendisi de şiddet uyguluyor. Artık hayal kırıklığı mı dersiniz ani refleks mi bilemicem ama garip geldi karakterin yaptığı..Mutlaka izleyin..Özellikle polisiye filmleri seviyorsanız..

To view links or images in signatures your post count must be 0 or greater. You currently have 0 posts.
Üyelik tarihi: 17 Temmuz 2018
Nereden: Tel'aran'rhiod
Mesajlar: 6.699
Konular: 883
Cinsiyet:Bay
Seslenenler: 664 Mesaj(lar)
Etiketleyenler: 73 Konu(lar)
Alınan Beğeni: 2144
Verilen Beğeni: 1250
Nereden: Tel'aran'rhiod
İlişki Durumu: Yok
Burç: Boga
Takım: Galatasaray
Rep Gücü: 48
Farkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond repute
Standart Cevap: Börü Tonga'nın Otağı
06 Temmuz 2019


Taksi Şoförü

Robert De Niro'nun bu filmini çok meth ettiler. Oyunculuğuna zaten laf söylemek düşmez. Karakterimiz içine kapanık,yalnız ve pek konuşmayı sevmeyen bir tip. Biraz da takıntılı. Takılacağı vakit geçireceği bir bayan arkadaş arıyor. Ama cinsel anlamda değil. İlkin de bocalıyor..Sonra hayatı tepetaklak gidiyor diyebiliriz. Kendini öldürmek için birilerini vurma girişimleri planlıyor gerekli veya gereksiz. Hayattan sıkıldığı için öyle yaptığını tahmin ediyorum. İyi filmdi ama açıkçası fazla da tatmin etmedi beni.

To view links or images in signatures your post count must be 0 or greater. You currently have 0 posts.
Üyelik tarihi: 17 Temmuz 2018
Nereden: Tel'aran'rhiod
Mesajlar: 6.699
Konular: 883
Cinsiyet:Bay
Seslenenler: 664 Mesaj(lar)
Etiketleyenler: 73 Konu(lar)
Alınan Beğeni: 2144
Verilen Beğeni: 1250
Nereden: Tel'aran'rhiod
İlişki Durumu: Yok
Burç: Boga
Takım: Galatasaray
Rep Gücü: 48
Farkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond repute
Standart Cevap: Börü Tonga'nın Otağı
06 Temmuz 2019


Simpson'lar Sinema Filmi

Şu efsane çizgi filmin bölümlerini hiç izleyemedim. İlk bölümünü izlemeye başladım ama devamlı izlemek sarmıyor.Sinema filmi güzeldi beğendim eğlendiriciydi. Baba-oğul arasındaki eğlendirici anlar harikaydı. Kubbe konulduktan sonra ekranda konuşma yapan adam nasıl da günümüzü açıklıyor, kubbeyi yapan benim firmam demesi güzeldi Siyasi göndermeleri her zaman iyiydi..

To view links or images in signatures your post count must be 0 or greater. You currently have 0 posts.
Üyelik tarihi: 17 Temmuz 2018
Nereden: Tel'aran'rhiod
Mesajlar: 6.699
Konular: 883
Cinsiyet:Bay
Seslenenler: 664 Mesaj(lar)
Etiketleyenler: 73 Konu(lar)
Alınan Beğeni: 2144
Verilen Beğeni: 1250
Nereden: Tel'aran'rhiod
İlişki Durumu: Yok
Burç: Boga
Takım: Galatasaray
Rep Gücü: 48
Farkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond repute
Standart Cevap: Börü Tonga'nın Otağı
06 Temmuz 2019


Superman'in Ölümü


DC karakterlerinin sinemada izlenebilecek en güçlü ve tek karakteri bana kalırsa Süperman. Hatta tüm süper kahramanların en güçlüsü. Thanos'u bile alt ederdi. Animasyonu harika yapmışlar insan bir solukta izliyor. Yaptıkları filmlerden daha güzel olmuş bana kalırsa. DC sinema işinde pek becerikli ve sabırlı değil. Sadece Superman ile de götürürler ama kafa yok. Animasyon efsane olmuş. Süperman'in çaresizliği diğerlerinin hemen yıkılması..Animasyon seviyorsanız mutlaka izlemelisiniz.

To view links or images in signatures your post count must be 0 or greater. You currently have 0 posts.
Üyelik tarihi: 17 Temmuz 2018
Nereden: Tel'aran'rhiod
Mesajlar: 6.699
Konular: 883
Cinsiyet:Bay
Seslenenler: 664 Mesaj(lar)
Etiketleyenler: 73 Konu(lar)
Alınan Beğeni: 2144
Verilen Beğeni: 1250
Nereden: Tel'aran'rhiod
İlişki Durumu: Yok
Burç: Boga
Takım: Galatasaray
Rep Gücü: 48
Farkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond repute
Standart Cevap: Börü Tonga'nın Otağı
06 Temmuz 2019
Umudun İnsan İçin Ne Kadar Önemli Olduğunu Kanıtlayan 1957 Tarihli Fare Deneyi
Hem umut etmenin önemini hem de hayvanların da umut edebileceğini kanıtlayan enfes bir deney.


amerikalı psikobiyoloji uzmanı dr.curt richter 1957 senesinde john hopkins üniversitesinde bulunan laboratuvarında asistanlarıyla beraber ilginç bir deney üzerinde çalışıyordu. deneyin amacı su sıcaklığındaki değişimlerin canlıların vücut dirençleri üzerindeki etkisini ölçmekti.

deney için bir grup deney faresi içinden tırmanıp kaçamayacakları uzunluktaki cam tüpler içine yerleştiriliyor ve suyun üstünde ne kadar süre yüzebilecekleri ölçülüyordu. farelerin su üstünde hareketsiz kalıp dinlenmelerine engel olmak için durdukları zaman üzerlerine su sıkan ve yeniden yüzmeye başlamalarını sağlayan özel bir mekanizma da geliştirilmişti.

deneye maruz bırakılan farelerin su üstünde kalma süreleri incelendiğinde dr.richter’in ilgisini çeken garip bir durum ortaya çıktı. buna göre farelerin büyük çoğunluğu on beş dakika kadar su üstünde kalmaya çabaladıktan sonra pes ediyorlar ve kendilerini suyun içine bırakarak batıyorlardı. dikkat çekici olan azınlıkta kalan bir grup fareydi. bu fareler bırakın on beş dakika dayanmayı tam altmış saat boyunca olabilecek tüm güçleriyle suyla mücadele ediyorlar ve ancak tüm güçlerini tükettiken sonra suya batıyorlardı.

büyük bir kısım fare on beş dakika bile suyun üzerinde kalmakta zorlanırken az sayıda farenin tam altmış saat boyunca su üstünde kalmayı başarması son derece merak uyandırıcıydı. dr.richter bunun sebeplerini araştırmaya başladı. her iki grup farenin içinde bulunduğu deney şartları tamamen aynıydı. farelerin biyolojik özellikleri de tamamen birbirine benziyordu. bütün bu benzerliğe rağmen iki grup farenin aralarındaki performans farkı inanılmaz ölçüdeydi.


dr.richter bu ilginç problem üzerinde çalışırken asistanlarının birinin aklına deneyin yapılış şeklinde ufak bir değişiklik yapmak geldi
buna göre fareler iki gruba ayrıldı. birinci grup daha önce yapıldığı şekilde kafeslerinden çıkarılır çıkartılmaz su dolu tüplerin içine atıldı. ikinci grup farelerse kafeslerinden çıkarılıp bir anda su dolu tüplerin içine atılmak yerine önce büyükçe bir kutunun içinde bir araya kondular. bu kutunun içinde bir süre bekletildikten sonra su dolu tüplerin içine atıldılar. tüplerin içinde beş dakika bırakılan fareler daha sonra çıkartılarak tekrar kutunun içine kondular. burada bir süre bekletildikten sonra tekrar tüplerin içine atıldılar. bu işlem birkaç kere tekrar edildikten sonra tüplerin içine son kez atıldılar ve artık sudan çıkartılmadılar.

deneyin sonuçları son derece ilginçti. buna göre kafeslerinden çıkarıldıktan sonra hemen suya atılan birinci fare grubunun büyük çoğunluğu daha önce olduğu gibi en fazla on beş dakika dayanabilmişler ve ancak birkaç tanesi uzun süre suyun üstünde kalmayı becerebilmişti. kafeslerinden çıkarıldıktan sonra hemen suya atılmayıp bir kutunun içinde bekletilen ve daha sonra atıldıkları suyun içinden çıkartılan ve bu işlem birkaç kere tekrarlandıktan sonra suyun içine tamamen bırakılan farelerin hepsi de maksimum altmış saat rekoruna ulaşmayı başarmıştı. bu farelerin içinden bir tanesi bile pes etmemiş ve tüm güçlerini tüketene kadar saatlerce suyun üzerinde çırpınmışlardı.


dr.richter bu deneyi defalarca tekrarlamasına rağmen hep aynı sonuç ortaya çıkıyordu
suya hemen atılan farelerin çoğunluğu kısa zaman içinde pes ediyorlar ancak suya hemen atılmayıp birkaç kere sokup çıkartılan farelerin hepsi de son güçlerine kadar saatlerce suyun üzerinde kalıyorlardı. deneyin büyük bir açıklıkla ortaya koyduğu gerçek şuydu. birinci gruptaki fareler suyun içine atıldıktan sonra oradan çıkabilme umutları olmadığı için kısa zamanda pes ediyorlardı. ikinci grup fare ise daha önce suyun içinden birkaç kere çıkartılıp kurtarılma deneyimi yaşadıkları için kendilerinin gene kurtulacağını “umut ediyorlar” ve sonuna kadar direniyorlardı.

kısacası mücadele gücü ve tam performansı kullanmanın ana faktörü umut etmekti.

bu deneyin bizler için anlamı büyüktür
eğer yaşanılan zorluklar ve karşılaşılan engeller karşısında bu olumsuz durumları aşacağımız konusunda kendimize inancımız varsa ve içinde bulunduğumuz olumsuz şartların değişeceğine dair umudumuz bulunmaktaysa başarı oranımız yükselmekte ve güçlerimizin tamamını kullanarak mücadele etme azmimiz artmaktadır. eğer zorluklar ve engelleri aşamayacağımızı düşünüyorsak ve içinde bulunduğunuz kötü şartların hiçbir zaman düzelmeyeceğine inanıyorsak kısa sürede pes ediyor ve aynen suyun dibine kendisini bırakarak pes eden fareler gibi kaybediyoruz.

kendimize ve geleceğe dair umutlu bir tutum içinde olmak başarının en büyük sırlarından birisidir.

To view links or images in signatures your post count must be 0 or greater. You currently have 0 posts.
Üyelik tarihi: 17 Temmuz 2018
Nereden: Tel'aran'rhiod
Mesajlar: 6.699
Konular: 883
Cinsiyet:Bay
Seslenenler: 664 Mesaj(lar)
Etiketleyenler: 73 Konu(lar)
Alınan Beğeni: 2144
Verilen Beğeni: 1250
Nereden: Tel'aran'rhiod
İlişki Durumu: Yok
Burç: Boga
Takım: Galatasaray
Rep Gücü: 48
Farkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond reputeFarkedmez has a reputation beyond repute
Standart Cevap: Börü Tonga'nın Otağı
06 Temmuz 2019
Kyle MacDonald'ın Kırmızı Ataş Takasıyla Başlayan Hikayesinin Çılgın Tekliflerle Vardığı Nokta
Kanadalı blogger Kyle MacDonald, 2006 yılında kırmızı, oldukça sıradan bir ataşı takas etmek ister. Başka bir Kanadalının kalemle başlattığı bu takas hikayesi uçak biletlerine, radyo programlarına kadar giderek ilginç bir hal almaya başlar.

bu kyle kardeşimizin elinde kırmızı renkli bir ataş var, hani şu kağıtları tutturduğumuz ufak tel parçası



kyle macdonald, internette bir blog açar ve elindeki bu ataşı herhangi bir şeyle takas etmek istediğini söyler. talebine kanada'dan iki kız olumlu dönüş yapar. kyle, elindeki ataşı, kızların elindeki balık şeklinde bir kalemle takas eder. kısa bir süre sonra da, balık şeklindeki kalemi garip bir oyuncakla değiş tokuş yapar başka biriyle. devamında ise, bu saçma sapan oyuncağı eski bir mangalla değiştirir. eski mangalı jeneratöre, jeneratörü bira fıçısına, bira fıçısını küçük bir kar aracına dönüştürür kısa süre içerisinde. işler bundan sonra daha da renkli bir hal alır. zira, son takasını bir talk show programcısıyla yapar ve bu takas onun medyada vs. de tanınmasını sağlar.

elindeki kar aracını 2 kişilik kısa bir tatille değiştiren kyle durmaz. elindeki tatil kuponunu ikinci el bir kamyonetle, kamyoneti bir plak anlaşması ve gidiş-dönüş uçak biletiyle (takasın içeriği, bir stüdyoda 30 saatlik ses kaydı gibi bir şey ve bu kaydın bir iki yayın kuruluşunda da yayınlanacak olması), stüdyo anlaşması ve uçak biletlerini ise, phoenix'teki bir evde 1 yıl boyunca kira ödemeden konaklama hakkıyla değiştirir.


belki siz de fark etmişsinizdir; kyle'nin uçuk takasları medyada tanınmaya başladıktan sonra hız kazanıyor
benim anladığım kadarıyla, kyle meşhur olmaya başlayınca, insanlar da medyada yer bulabilmek için kendisiyle takas anlaşması yapmaya daha bir hevesli oluyorlar. ancak nihayetinde kyle bu takasları gerçekten yapıyor mu, yapıyor...


her neyse, tekrar konuya dönelim
kyle elindeki phoenix'te bir evde 1 yıl boyunca ücretsiz konaklama hakkını da alice cooper'la bir hafta sonu geçirme hakkıyla değiştirir. bu aşamada kyle ilginç bir şey yapar ve elindeki bu hakkı da, bir kar küresiyle takas eder. kendisine neden böyle bir şey yaptığını soranlara ise, değer kavramının göreceli olduğuyla ilgili bir şeyler söyler. bir süre sonra, elindeki kar küresini, hollywood'daki bir koleksiyoner yönetmene, bir filminde kısa bir rol karşılığında devreder.

ve son olarak, bütün bu takasları medyada takip eden, yine kanada'da saskatchewan isimli bir yerin sakinleri, mahallelerindeki kullanılmayan bir evi restore ederek, kyle'in elindeki rol karşılığında bu evi teklif ederler.


neticesinde, kyle macdonald kardeşimiz, elindeki kırmızı renkli ataç'ı, tam 14. takasta bir evle değiştirmiş olur.

To view links or images in signatures your post count must be 0 or greater. You currently have 0 posts.
Konuyu 9 kişi okuyor. (0 üye ve 9 misafir)
 
Seçenekler
Stil




Ticarî amaç gütmeden, maddî bir menfaat elde etmeden internet yayınlarına olanak sağlayan global bir paylaşım ağı olan ForumDenizi, adından ve vasfından da anlaşılabileceği üzere bir forum sitesidir. Forum siteleri, tıpkı sosyal medya ve interaktif sözlükler gibi 5651 sayılı kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının "m" bendine göre Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermekte olan, hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten platformdur.
5651 sayılı kanunun 5. maddesine göre yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Başka bir deyişle ForumDenizi üzerinden yapılan yazılı, görsel ya da işitsel paylaşımlardan doğabilecek yasal sorumluluk, mezkur içeriği paylaşan ForumDenizi üyesi gerçek kişilere aittir. İlgili kanunun anılan maddesinin 2. fıkrasında da çok açık bir biçimde öngörüldüğü üzere; yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkân bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür.
Açıklanan hukuki dayanaklar temelinde, hak ihlâli iddiasında bulunan hak sahipleri İLETİŞİM linkinden yer sağlayıcı ForumDenizi yöneticilerine ihtarda bulunarak bahse konu hususu tebliğ etmeleri halinde incelemeler yapılıp, en geç 2 gün içerisinde gerekli işlemler tesis edilecektir.
5101 sayılı yasayla degişik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince ForumDenizi üzerinde telif hakkı bulunan MP3, video vb. eserlerin paylaşımı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hak sahipliği verilmiş olan MÜ-YAP tarafindan yasaklanmış olup, yasal işlem olması halinde, paylaşan kişi ya da kişilerin bilgileri gerekli kuruma verilecektir.